Jeoloji mühendisi İmamoğlu açıkladı: Diyarbakır tehlikede mi?

Jeoloji mühendisi İmamoğlu açıkladı: Diyarbakır tehlikede mi?
Jeoloji mühendisi Şefik İmamoğlu, Diyarbakır merkezinden fay hattının geçmediğini hatırlatarak, çevre illerde meydana gelecek 7 büyüklüğündeki depremlerin kenti etkileyeceğini söyledi.

6 Şubat Kahramanmaraş merkezi depremlerden Diyarbakır kent merkezinde 6 bina yıkılmış, 412 kişi hayatını kaybetmiş, 901 kişi ise yaralanmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün koordinasyonluğunda yapılan çalışmalar sonucunda 8 bin 387 bina ve 26 bin 146 bağımsız bölümde “acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı yapılar” tespit edildi. Bu ağır bilanço, Türkiye'deki diğer iller gibi Diyarbakır’ın da depreme hazırlıklı olmadığını gösteriyordu.

GÖÇ, ÇARPIK KENTLEŞMEYE NEDEN OLDU

Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Jeoloji Mühendisi Şefik İmamoğlu, 6 Şubat’taki depremlerden Diyarbakır’ın neden etkilendiğini anlattı. Diyarbakır'ın zeminin sağlam olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, "Ancak" diyor ve özetle şunları söylüyor: "Diyarbakır'ın zemini bazalttır. Ancak kimi yerlerde bu bazalt çakıl şeklindedir ve bu güvenilir değildir. Bazı yerlerde bazaltın üstünde çok kalın bir toprak tabakası oluşmuş, bina inşa ederken buna dikkat etmek gerekiyor."

İmamoğlu, ısrarla zemin kontrolünün yapılması gerektiğini vurguluyor. Binalar, zeminin durumu gözetilerek inşa edilmeli. Şunu da söylüyor: "Diyarbakır'ın zemini genel olarak sağlam ancak bu sağlam zeminin üzerinde inşa edilen binalar depreme dayanıklı değil."

Bağlar ilçesi 6 Şubat depremlerinde en çok hasar alan ilçe oldu. İmamoğlu, 1990'lı yıllarda Diyarbakır'a yoğun göç olduğunu hatırlatıyor. Konut ihtiyacının giderilmesi için yapılaşmaya gidilmiş, birbirine bitişik çok katlı binalar inşa edilmiş. İmamoğlu, "1999 depreminden sonra yeni yasalar çıkarıldı. Bağlar'daki bu binalar 1999'dan önce yapıldı. Dolayısıyla bu binaların depreme ne kadar dayanıklı olduğuna bakmak gerekiyor" diyor.

Diyarbakır'a göç, birçok sorunla birlikte, çarpık kentleşme de neden oldu. 1990'lı yıllarda inşa edilen yapıların önemli kısmı, bu yüzden Maraş'taki depremlerden etkilendi.

DEPREM BÖLGESİNDEYİZ, TEDBİRLİ OLMALIYIZ

Depreme dayanıklı yapıların yanı sıra depremde ne yapılacağıyla ilgili hazırlıkların yapılması, eğitimlerin verilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor İmamoğlu. "Sadece yurttaşların değil, depremde ilk müdahalede bulunacak kurumlar da yeterli donanıma sahip olmalı" diyen İmamoğlu, "Ordular neden tatbikat yapar? Savaş çıkarsa asker hazırlıklı olsun diye. Tatbikat yapılmazsa savaş çıktığında kim ne yapacağını bilemez ve ordu dağılır. Türkiye bir deprem bölgesi maalesef. Bunu bildiğimize göre depremde ne yapacağımızı da bilmeliyiz. Yoksa kargaşa çıkar, yıkılan yerlere zamanında müdahale edilemez, can kayıpları ve ekonomik kayıplar artar" diyerek son deprem karşısında ülkenin yaşadığı çaresizliğe gönderme yapıyor.

DİYARBAKIR TEHLİKEDE Mİ?

Maraş'taki depremler Diyarbakır'da 6 binayı yıktı, binlercesini kullanılamaz hale getirdi. Peki Diyarbakır tehlike de mi? İmamoğlu, Diyarbakır merkezinden geçen büyük ve aktif bir fay hattının bulunmadığını belirterek, şunları söyledi: "Küçük atımlı bazı küçük faylar var. Büyük depremler beklemiyoruz. Maraş'tan sonra Kayapınar'da deprem olmuştu. Büyük faylar boyunca olan yer değiştirmelerden belirgin farkı, buradaki kırıklar boyunca oluşan küçük yer değiştirmelerin oluşturduğu depremlerdir. Çünkü ana fay hatları üzerindeki hareketlilik arada kalan küçük yerlerde de değişimler yapabiliyor."

Diyarbakır için esas tehlike, Maraş'ta olduğu gibi çevre illerde. Diyarbakır etrafındaki aktif fay hatlarına dikkat çeken İmamoğlu, "Diyarbakır etrafındaki aktif fay hatlarından etkilenebilir durumdadır mesela. Hani, Lice, Kulp'un arkasından geçen Güneydoğu Anadolu Bindirmesi veya diğer adıyla Bitlis-Zagros Bindirme Hattı 7’ye yakın depremler üretebiliyor. 6 Eylül 1975'te meydana gelen 6.7 büyüklüğündeki Lice depremi, Lice’nin hemen arkasından geçen Bitlis Zagros Bindirme Hattı boyunca meydana gelmişti. Deprem anında Lice’nin arkasındaki kayalar Lice’nin üzerine yuvarlandığı için deprem tahribatının yanında ayrıca büyük tahribatlara yol açmıştı."

İmamoğlu, burada Diyarbakır'ın şimdiki Sur ilçesinden ibaret olduğunu ve evlerin çok katlı olmadığına işaret ediyor. Şehir büyüdükçe, katlar arttıkça, önlemler alınmadıkça tahribat ve tehlike büyüyor.

BÜYÜK DEPREMLERİN ORTASINDA

Diyarbakır’da, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni kuzeyden çevreleyen bindirme hattına dikkat çeken İmamoğlu, şunları söylüyor:

"Güneydoğu Anadolu Bindirmesi ya da Bitlis-Zagros Bindirme Kuşağı, Çelikhan tarafında Doğu Anadolu fay hattıyla birleşme yerinden başlar. Adıyaman ve Kahta’nın kuzeyinden Çermik, Çüngüş, Alacakaya’ya, Hani, Dicle, Lice, Sason, Kozluk, Pervari'den geçerek Hakkari’ye doğru devam eder. Hakkari yöresinde 1930’da 7,2 büyüklüğünde büyük bir deprem üretmişti. 2017 yılında da Halepçe depremini üretti. Bu hat İran güneyinde güneyinde Makran’da 8,2 büyüklüğünde bir deprem üreterek, Pakistan’dan Himalayalar'a birleşir. İran içinde 400 kilometre genişliğinde bir zon halinde devam eden bu bindirme hattı 2011 yılında 7,2 büyüklüğündeki Van depremini üretti."

'DİYARBAKIR'I ÇEVRE İLLERDEKİ DEPREMLER ETKİLER'

Bütün deprembilimcilerin işaret ettiği Bingöl depremi de Diyarbakır'ın yanı başında gerçekleşecek. İmamoğlu'na Bingöl depremini ve Diyarbakır'a etkisini de sorduk.

İmamoğlu, şunları söyledi: "Erzincan’dan Karlıova’ya kadar olan kısımda 1790 yılından bu yana büyük deprem olmadı. Orada normal aktivite de fazla olmuyor. Karlıova tarafında Mart 2015'te iki gün arayla 5.7 ve 5.9 büyüklüğünde 2020 yılında da 5.7 büyüklüğünde üç tane deprem oldu. Bunlar bile epey yıkımlara neden olmuştu. Yedisu kesimi bir sismik boşluktur, sismik boşlukta da depremin ne zaman olacağı ile ilgili bir şey diyemiyoruz. Oradaki deprem her an olabilir elimizde eski depremlere dair yeteri veri olmadığı için periyodu hakkında bir şey diyemiyoruz. Ancak 7 büyüklüğünde bir deprem Diyarbakır'ı etkileyeceğini söyleyebiliriz. Hazırlıkları buna göre yapmak gerekiyor. Maraş depreminde hasar gören binalar bir an önce onarılmalı ya da yıkılmalı. Yeni yapıların zemin etüdü mutlaka yapılmalı ve yeni yapılar deprem yönetmeliğine göre inşa edilmeli."

Şefik İmamoğlu ile görüşmeden çıkardığım sonuç şu oldu: Diyarbakır'ın zemini, birçok ile göre sağlam. İçinden fay hattı geçmiyor ancak çevre illerdeki depremlerden etkilenecek. Dolayısıyla depremle ilgili kısmen şanslı bir şehir. Müteahhidinden belediyesine kadar herkes üstüne düşeni yaparsa, ömür boyu çalışıp aldığımız evlerin bize mezar olma riski en aza indirgenmiş olacak. Japonlar gibi biz de depremden korkmadan konutlarımızda yaşayabiliriz.

Kaynak:HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum