İMO: Çöken yapı kaçak!
Diyarbakır’ın Bağlar İlçesindeki cami inşaatında meydana gelen göçüğe ilişkin açıklama yapan İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, söz konusu yapının kaçak olduğunu savundu. Çöken kalıbın yönetmenliğe aykırı olduğunu tespit ettiklerini kaydeden İMO, sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi
Ahmet Baran / İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi, Bağcılar Mahallesi H. Baki Çelik Camii ve Külliyesinde meydana gelen ve 1’i ağır 6 kişinin yaralanmasına neden olan iş kazasına ilişkin basın açıklaması yaptı. İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi’nde yapılan açıklamada konuşan şube Yönetim Kurulu sekreteri Ejder Akcan, “Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, Bağcılar Mah. H. Baki Çelik Camii ve Külliyesinde meydana gelen 1’i ağır 6 kişinin yaralanmasına neden olan iş kazasına ilişkin yerinde inceleme yapmak için, İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şubesi tarafından oluşturulan teknik bir heyet ile 14.04.2022 tarihinde bölgeye gidilmiştir. Yapı gözlemsel olarak incelenmiş olup ön incelemeye dair teknik rapor daha sonra kamuoyuyla paylaşılacaktır” dedi.
‘İşçilerin sigortalı olup olmadığı bilinmiyor’
Yapının kaçak olarak inşaa edildiğini savunan Akcan, “Yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı olmadığı gibi, fen ve sanat kurallarına uygun bir şekilde yapılmış mimari ve statik projeler olup olmadığı da belirsizdir. Yapımı üstlenen inşaat firması tarafından hazırlatılmış mimari ve statik projeler İlgili idare tarafından incelenmeyip denetlenmediği için bu projeler varsa dahi hukuken ve teknik olarak yok hükmündedir. Kaçak olarak inşaa edilen yapının proje ve ruhsatının bulunmaması nedeniyle herhangi bir denetleme ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önleminin de olmadığı anlaşılmaktadır. Yapı kaçak olarak inşaa edildiği için çalışan işçilerinin sigortalı olup olmadığı dahi bilinmemektedir” diye konuştu.
‘Çöken kalıp yönetmenliğe aykırı’
Çöken kalıbın yönetmenliğe aykırı olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Ejder Akcan,
“İnşaa edilen ruhsatlı yapılarda dahi kontrol mekanizması yeterince işletilmemekte olup her şantiyede bir şantiye şefinin tam zamanlı olarak bulunması gerekirken yapıların çoğunda şantiye şefliği ilgili idarelerin denetimsizliğinde dolayı sadece kağıt üstünde kalmaktadır. Durum böyle iken ruhsatsız ve kaçak inşaat sahalarında hiçbir denetim yokken bu tarz kazaların meydana gelmesi işten bile değildir. Yapı toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçen yapılarda taşıyıcı kalıp iskelesi olarak ahşap malzemenin kullanımı yasak olmasına rağmen yaptığımız tespitler sonucunda çöken kalıbın yönetmeliğe aykırı olduğu tespit edilmiştir. Kalıplardaki uygunsuzluk ve kalitesizlik, bir denetleme mekanizması olmadığını açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.
‘Denetimler yapılsaydı böyle bir felaket belki de yaşanmayacaktı’
“Öncelikle inşaa edilen kamu yapılarında, nicelik ve büyüklüğü ön plana alan bir anlayışın hâkim olması en önemli sorundur” diyen Akcan şunları kaydetti;
“Bugünün koşullarında, en büyük havalimanını, ibadethaneyi, kültür merkezini veya hastaneyi yapmak maharet sayılmaktadır. Ölçek takıntımızı acilen bir yana bırakarak yapının tasarımına, yapım kalitesine, iyi mimarlık ve mühendislik hizmeti almasına, teknik ve hukuki süreçlerin doğru şekilde yönetilmesine, iş güvenliği önlemlerine ve etkin denetime odaklanmamız gerekmektedir. Mevzuatta bir yapının ortaya nasıl çıkarılacağı adım adım ve ayrıntılı bir şekilde tarif edilmesine rağmen, H. Baki Çelik Camii örneğinde de gördüğümüz üzere teknik süreçlere uyulmamıştır. Birçok kamu idaresi cami, sosyal tesis gibi yapıların inşasında benzer hataları tekrarlamaktadır. Hukuka, öncelikle kamu idareleri harfiyen uymak durumundadır. Her türlü yapının inşasında öncelikle imara uygunluk, fen kurallarına uygun projeler, inşaat ruhsatı, şantiye sorumluluğu, yapı denetimi, etkin kontrol ve iş güvenliği uzmanının bulundurulması gibi şartlar kesinlikle sağlanmalıdır. Felaketin gerçekleştiği H. Baki Camii’nde düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı bulunsaydı ve kamu idarelerinin denetim mekanizmaları gerektiği gibi işletilseydi şantiye şefi, yapı denetim firması, iş güvenliği uzmanı da bulunacak ve böyle bir felaket belki de hiç yaşanmayacaktı.”
İlgili idarelere sorular
İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu sekreteri Ejder Akcan kazanın meydana geldiği yapıya ilişkin ilgili idarelere şunları sordu;
“İmarda rekreasyon alanı olarak geçen yere dair herhangi bir imar değişikliği kararı var mıdır?
Kaçak olarak inşaa edilen yapıya dair Bağlar Belediyesi’nin herhangi bir yıkım kararı mevcut mudur?
Karar mevcut ise neden yıkım yapılmadı? Karar mevcut değil ise Bağlar Belediyesi bu konuyu neden gündemine alıp işlem yapmamıştır?
Bu ve benzeri bütün kaçak yapıların önüne geçmek için ilgili belediyelerin önlerine aldığı herhangi bir planlama var mıdır?”
‘Kazaya neden olan sorumlular yargılanmalı’
Akcan, “Bileşeni olduğumuz TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu kaçak yapılarla ilgili daha öncesinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuş, bu yapıların usulsüz olduğu, hiçbir mühendislik hizmeti görmediği için tehlike arz ettiğini belirtip, işlem yapılmamasının kamu görevini kötüye kullanma suçunu teşkil ettiğini vurgulanmıştır. Suç duyurusunda bulunduğumuz yapılara ilişkin hiç bir işlem yapılmadığı gibi aksine TMMOB hedef gösterilmiştir. Ne yazık ki bu elim kaza, verdiğimiz kent suçları mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bize acı bir şekilde tekrardan tecrübe ettirdi. Yaralanan işçilerin ailesine ve sevenlerine İnşaat mühendisleri odası Amed şubesi olarak bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi diler, ağır ihmaller sonucunda gerçekleşen bu felaketin sorumluları hakkında idari ve adli işlem yapılmasının gereğini hatırlatırız. Kazaya neden olan sorumluların yargılama neticesinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için gerekli çalışmaları yapacağımızı, hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna beyan ederiz” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.