Diyarbakır’da 172 kuruluştan ‘Kürt sorununa çözüm’ çağrısı
Ahmet BARAN/YENİGÜN HABER - Aralarında sivil toplum örgütleri, dernek ve siyasi partilerin de olduğu 172 kuruluş, Sur ilçesindeki bir otelda araya geldi. “Şimdiden geleceğe doğru özgürlük çağrısı” başlıklı deklarasyonun açıklamasına çok sayıda kişi katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona, “Barış” ve “Özgürlük” yazılı flamalar asıldı. Açıklamada, Kürt sorununun çözümü talep edildi.
Deklarasyon metnini okuyan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Türkiye’de demokrasi sorununun da Kürt meselesinden ayrı ele alınmayacağı bilince çıkmış vaziyette olduğunu ifade ederek, “Tarihteki deneyimlerden yola çıkarak, ikinci dünya savaşından sonra insanlık değerlerini koruma rolü verilen Birleşmiş Milletler sistemi gibi hiçbir koruyucu sistem ise işlevini yerine getirememekte ya da getirmemektedir. Dünyada herhangi bir devletin herhangi bir lideri veya siyasetçisi bu sistemsel sorunlara çözüm getirecek söylemi, gücü, iradeyi göstermemektedir. Tersine yaşanan acıların ve kaosun müsebbibi olmaktadırlar. Türkiye’de demokrasi sorununun da Kürt meselesinden ayrı ele alınmayacağı bilince çıkmış vaziyettedir. Türkiye’nin daha kuruluşunda sakat başlayan demokrasi söyleminin, halklar arasındaki tüm farklı renk ve sesleri inkar eden tek tip zihniyeti örtmenin ötesine geçmediği bilinmektedir. Bu, tek kimlik üzerine kurulu, kapitalist sistemin taşıyıcısı ulus devlet yapısından ileri gelmektedir. Ve maalesef tam yüzyıldır coğrafyamızda çok ağır suçlar ile günahların işlenmesine yol açmıştır. Yerelde ve bölgemizde bu sorunu çözme bilinciyle yola çıkan Öcalan yeni bir zihniyet ve çözüm paradigması üretip yaşatma siyasetinde ısrar ederek demokratik bir gelişmenin temel politik öznesi pozisyonunda olduğunu göstermiştir. Kürt meselesinin barışçıl ve diyalog yoluyla çözümüne verdiği tarihsel önem stratejik düzeydir” dedi.
Bayındır, Kürt sorunun çözümünde Abdullah Öcalan etkisini de dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Kürtleri diliyle, kimliğiyle ve coğrafyasıyla toplumsal bir statüye kavuşturmak için üretilen/oluşturulan demokratik ulus perspektifinin/paradigmasının bugün Türkiye özelinde/Ortadoğu’da tüm ülkeler başta olmak üzere dünyada yaşanan sorunları da çözecek gücü içerdiğini görmekteyiz. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir içeriğe sahip düşüncelerinin gücü, şimdiki zamana ve geleceğe yöneliktir. Artık dünyanın dört bir yanından halklar, aydınlar, yazarlar, sanatçılar, siyasetçiler de kapitalist sisteme karşı yeni bir umudun var olabildiğini görmektedir. Öcalan İmralı’ya konulup dünyadan tecrit edilirken sürekli kriz üreten sistemi aşacak çözüm teorileri geliştirmiştir. Mutlak yalnızlık ve iletişimsizlik içerisinde unutturulmak istenirken düşünceleri dünya halklarına ulaşmıştır. Şu an ihtiyaç duyulan en önemli politik özne ve düşünür konumundadır. Özgürlük, adalet, eşitlik ve hakikat temelli alternatif ortak bir yaşamın kurucu rolü atfedilen Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması için dünya çapında mücadeleler geliştirilmektedir. Öcalan’ın özgürlüğü ile dünya halklarının özgürlüklerinin bir olduğunu haykırmaya başlamışlardır. O yüzden ortaya konulacak her mücadelenin halkların kendi yaşamlarından bağımsız olmadığını tespit etmişlerdir. Dünya kadınları bu düşünce sistematiği ile gelişen, özgürleşen Kürt kadınlarından etkilendiklerini, yeni’yi düşünmeye başladıklarını belirtmişlerdir. Yine Öcalan’ın içerisinde tutulduğu İmralı tecrit sisteminin insanlık dışı olduğunu, derhal son bulması gerektiğini, evrensel ilke ve kurallar ile Mandela kurallarının uygulanması gerektiğini söylemişlerdir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.