Diyarbakır’ın Eğil ilçesine bağlı 8 mahallede yıllarca süren kadastro çalışmaları geçtiğimiz günlerde sorunsuz tamamlandı ve 27 Şubat tarihinde askıya çıkarıldı. Bu mahallelerden Selman Mahallesi sakinleri, yıllardır atalarından kalan arazilerin tapularını 29 Mart’ta almayı beklerken, İlçe Kaymakamlığınca açılan dava ile neye uğradıklarını şaşırdılar
DİYARBAKI YENİGÜN - Diyarbakır’ın Eğil İlçesine bağlı Selman, Kalecik, Akalan, Meşeler, Konak ve Eğil merkez Gündoğuran, Yenişehir ve Kale mahallelerinde 2018 yılı Haziran ayında beri devam eden orman kadastro çalışmaları sonucunda bu yerleşim birimlerin tamamından Kadastro Kanunu’nun ek beşinci maddesi (Orman parsellerinin tespiti) uyarınca çalışmalar sorunsuz ve tam mutabakatla tamamlandı.
Askıya çıkarıldı
Yine bu proje kapsamında orman parsellerinin kesinleşmesinden sonra kadastro kanununun geçici 8. maddesi (Orman olmayan kültür tarım arazileri) kapsamında Selman Mahallesi’ne ait olan çalışmalar tamamlanırken, 30 günlük kesin askıya çıkarıldı. Parsellerin 29 Mart 2019 tarihinde kesinleşmesi ve Selman köylülerinin de yıllardır bekledikleri tapularına kavuşması bekleniyordu.
Google’den bakarak karar verdiler
Ancak devam eden ve tamamlanan çalışmalar sırasında çalışmalara kadastro müdürlüğünce gerekli bildirim yapılmasına rağmen katılım sağlamayan ve herhangi bir bilgi ve belge sunmayan Eğil Milli Emlak Şefliği çalışmaların kesinleşmesine 15 gün kala Muhakemat Müdürlüğü’ne hiçbir ayrım yapmaksızın bağ, bahçe, tarla demeden tüm parsellere, araziye gitmeksizin, bulunduğu yerden kalkmadan masa başında Google’dan bakarak söz konusu parsellerle ilgili dava açılması yönünden yazı yazdı. Şeflik, itiraz yazısında da herhangi bir somut belge bilgi de sunamadı.
Kaymakamla görüştüler
Milli Emlak Şefliği’nin bu itirazını duyan Selman Köylüleri, durumun düzeltilmesi istemiyle köy muhtarı ve beraberindeki heyet ile birlikte Eğil Kaymakamı Kürşat Atak ile görüştüler. Kaymakamın durumun düzeltileceğiyle ilgili bilgilendirme yaptığı köylüler, seçim öncesinde kadastro çalışmaları sonucu adlarına tespit edilen, atalarından miras kalan veya satın alınan arazilerin kendi isimlerine tescilini beklerken, 27 Mart 2019 tarihinde Kaymakamlığın yazısı üzerine Muhakemat Müdürlüğü, tüm parsellerle ilgili Diyarbakır Kadastro Mahkemesi nezdinde dava açtı.
Köylüler büyük üzüntü içinde
Davanın açılması nedeniyle köylülerin yıllardır bekledikleri tapularına kavuşma hayalleri yine suya düştü. Durum karşısında hayal kırıklığına uğrayan köylüler, siyasi partiler, milletvekilleri nezdinde sorunların çözümü için görüşmeler yaptılar. Görüşmelerin tamamında olumlu karşılık alan köylüler, karar mercii durumundaki Kaymakamlık ile mutabık kalınmasına rağmen böyle bir sorunun ortaya çıkmasıyla adeta şoka uğradılar.
Yıllarca tapuyu bekliyorlardı
Selman Köyü sakinleri, yapılan çalışmalar ile yıllardır bekledikleri arazilerinin tapularına kavuşmayı beklerken, bu durumun yaşanması karşısında büyük üzüntü duyduklarını belirterek, “Biz Selman köyü sakinleri olarak babalarımızdan atalarımızdan kalan arazilerimiz veya yıllar önce senet karşılığı bile olsa aldığımız arazilerin devletimizin gösterdiği üstün çaba ile köylüye tapularının verilmesini bekliyorduk. Köyümüzde çalışmalar uzmanların katılımıyla sorunsuz bir şekilde yapıldı. Zaten köyümüzde mevcut olan toplam yaklaşık 12 bin 500 dönümün 9 bin dönümü yani toplamın yüzde 75’inin hazine adına tespit ve tescil edildi. Geri kalan 3 bin 500 dönüm ise köylülere tespit yapıldı. Yapılan çalışmalar ile ilgili tüm köy halkı ve uzmanlar mutabık kaldık. Hiçbir sorun ve sıkıntımız yoktur. Biz tapularımızın 29 Mart yani seçimden sadece iki gün önce almayı bekliyorduk. Ancak önceki gün Kaymakamlıkça yapılan itiraz nedeniyle tapularımızı almak yine ertelendi” dedi.
Kaykakam şaşırttı
Durumla ilgili başta Kaymakam Kürşat Atak olmak üzere, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, hatta eski bakan ile görüşmeler yaptıklarını anlatan Selman Köylüleri, “Biz Konuyla ilgili başta Kaymakamımız Kürşat bey ile görüştük. Sayın Kaymakamımız bizlere yakın ilgi ve alaka göstererek hiçbir sorun olmadığını, konuyla ilgili seçim öncesinde kesin olarak çözecekleri sözünü aldık. Hatta ayın 22’sinde köyümüzü ziyaret etti. Herhangi bir sorun olmadığını söylediği gün Muhakemat Müdürlüğü’ne dava açılması yönünde yazı yazıldığını üzülerek öğrendik. Yani hem bizlerin yanına gelerek sizlerle birlikteyim dedi hem de yazı gönderdi ve bizleri büyük biz üzüntüye uğrattı. Neden böyle bir şey yaptığını anlamadık” dedi.
Seçime iki gün kala gerginlik
Bu seçim öncesi yapılan uygulamanın yanlışlığı üzerinde duran köylüler, “Biz devletimiz köylüsüne sahip çıkıyor derken, devletin görevlisi bizler ile devlet arasını bu gibi uygulamalarla açmaya çalışıyor. Hele hele muhtarlık seçimleri, yerel seçimlerden kaynaklanan halk arasındaki gerginliği daha da gerecek bir durum oluşturdu. Biz bu durumun bir an önce çözülmesini istiyoruz” dediler.
Haklarımızı sonuna kadar arayacağız
Selman Köylüleri, bu haksız uygulamaya karşılık buna sebep olan tüm yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Başta Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde bize yaşatılan bu haksızlık karşısında suç duyurusunda bulunacağız tüm köylüler olarak aynı zamanda Sayın Valimize de durumu ileteceğiz ve Cumhurbaşkanı İletişim Merkezi’ne CİMER’e de bu haksız durumu yazacağız” şeklinde konuştular. Bu haksız uygulamanın Kalecik, Akalan, Meşeler, Konak ve Eğil merkez Gündoğuran, Yenişehir ve Kale mahalleleri için de söz konusu olabileceği ve bu mahalle sakinleri de seçim öncesinde tedirgin olduğu öğrenildi.
Örneği bile yok, böyle davalar yüzde 1
Durumla ilgili değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, Türkiye’nin her tarafında bu çalışmaların devam ettiğini, tamamlanan çalışmalarda ortalama yüzde 1’lik itiraz davalarının olduğunu, ancak yüzde 100’e yakın davaların açıldığı herhangi bir örneğinin bulunmadığını belirttiler. Uzmanlar, bu tür çalışmaların tamamen soyut ve hissi duygulara dayandırılabileceği; teknik veya hukuka dayandırılamayacağını ifade ettiler.
Vatandaşa da hazineye de büyük zarar
Türkiye’de ortalama kadastro mahkemesi davalarının 10-15 yıl sürdüğünü belirten hukukçular ise, “Bu durumun hem hazineyi hem davanın taraflarına büyük külfet yüklüyor ve çoğu davaların da kadastro tespitleri gibi neticeleniyor. Dava sonuçlanıncaya kadar 3 bin 500 dönüm arazi tapusuz olduğundan ne hazine ne vatandaşça bir tasarrufta bulunamayacağından milli gelire bir kayıp olarak kalacak. Hele hele ülkemizin böyle bir sıkıntılı günler yaşadığı bir süreçte bunun faydasının olmadığı gibi zararları da büyüktür” dediler. (Haber Merkezi)