Malabadi Köprüsü'nün temizliğini yapan Abdulsamet Yılmaz adlı vatandaş, ziyaretçilere köprü tarihini türkü eşliğinde Kürtçe, Türkçe, İngilizce ve Japonca anlatıyor
DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır'ın Silvan ilçesi ile Batman’ı birbirinden ayıran Batman Çayı üzerinde kurulu tarihi Malabadi Köprüsü, 40,86 metrelik sivri kemeriyle dünyanın en uzun taş kemer unvanına sahip. 1147 yılında Artukoğulları döneminde Timurtaş'ın oğlu Necmettin-i İlgazi tarafından inşa edilen köprünün yaklaşık 40 metre uzunluğunda, 25 metre yüksekliğinde olan ana kemerin her iki noktasında ise gözcü bölümleri bulunuyor. Gözcü bölümleri, hava sıcaklığının yüksek olduğu günlerde serin olurken, kış aylarında ise soğuktan insanları koruma etkisi bulunuyor. Yıllardır bakımsızlık nedeniyle kötü kokuların geldiği bölümlere insanlar girmezken, bu bölümler kimi zaman tuvalet olarak kullanıldı. Uzun süredir girilmeyen bölümler Abdulsamet Yılmaz (50) adlı vatandaş tarafından temizlendi. Temizlikle yetinmeyen Yılmaz, ziyaretçilere köprü tarihini türkü eşliğinde Kürtçe, Türkçe, İngilizce ve Japonca anlatıyor.
Köprüyü temizledi
Köprünün yanı başındaki Malabadi Mahallesi'nde bulunan arazisini ekerek ve bulduğu geçici işlerde çalışarak yaşamını idame ettirmeye çalışan Yılmaz, son aylarda iş bulamadığı için çareyi köylerinin hemen yanı başında bulunan Malabadi Köprüsü'nde buldu. Malabadi Köprüsü'nün tarihini çocukluğundan beri ezbere bilen Yılmaz, ilk iş olarak tarihi köprünün temizliğini yaparak işe başladı. Köprünün gözcü bölümlerini temizlerken çok zorlanan Yılmaz, "Buraları temizlemek önce aklıma gelmemişti. Ben de yıllardır buraya girmiyordum. Bu kadar bakımsız olduğunu bilseydim, daha önce buraları temizlerdim" dedi.
Japonca öğreniyor
Gözcü bölümlerini temizlemesinin ardından ise günlük temizliklere devam ettiğini anlatan Yılmaz, gelen ziyaretçilere önceleri köprünün tarihini Kürtçe ve Türkçe anlattığını söyledi. “Yabancı turistte gelebilir” diyerek zaman içinde ne yapabileceğini düşündüğünü anlatan Yılmaz, "Yarın öbür gün bir turist gelir, anlatamam diyerek önce İngilizce sonra da Japonca çalışarak tarihi mekanı anlatmaya çalıştım. Elbette şu an istediğim düzeyde anlatamıyorum. Elbette zamanla daha fazla turist geldikçe ben de kendimi geliştireceğim. Japonca güzel bir dil ama çalışırken zorlansam da öğrenmeye devam ediyorum" diye konuştu.
Türkü eşliğinde tarih anlatımı
Anlatımlarını zaman içinde zenginleştirdiğini ifade eden Yılmaz, "Baktım kuru kuru anlatım olmuyor. Ben de anlatımlara bir yenisini daha ekleyerek Malabadi türküsü eşliğinde burayı anlatmaya devam ettim. İnsanların mutlu olduğunu düşünüyorum. Elbette ki bu tarihi herkese anlatmak isterim. Fakat bir sorun var. Bu odalarda halen kötü kokular var. İzin verilirse buraları sabun ile yıkamak istiyorum. Tarihi mekanı temizleyeyim derken zarar da vermek istemiyorum. Ben buraları insanlara anlattıkça insanlar da bana gönüllerinden ne koparsa ödeme yapıyor. Ben de bununla geçiniyorum” ifadelerini kullandı. (MA)