“Kapı” filminin söyleşisine katılan Kadir İnanır'ı karşılayan Barış Anneleri, açlık grevcilerinin sesi olmasını talep etti. Kente ilk kez 1971 yılında geldiğini belirten İnanır ise dinleyicilere “Geleceğinizi şansa bağlamayın” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır’da düzenlenen bir organizasyonla, 12 Nisan'da gösterime giren "Kapı" filminin başrol oyuncusu Kadir İnanır katılımıyla söyleyişi düzenlendi. Söyleşiye Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Selçuk Mızraklı ve Hülya Alökmen Uyanık, Barış Anneleri Barış Meclisi üyeleri, HDP Diyarbakır ilçe belediye başkanları yanı sıra bini aşkın vatandaş katıldı. Vatandaşlar, söyleşinin yapıldığı alana gelen İnanır'a büyük bir sevgi gösterisinde bulundu. Hazırlanan platforma çıkan İnanır'ın yanına giden Barış Anneleri Meclisi üyeleri, İnanır ile tokalaştı. Kısa bir konuşma yapan Bandırma 2 No'lu T Tipi Cezaevi'nde 1 Mart'tan beri açlık grevinde olan Fetullah Yiğit'in annesi Nafiye Yiğit, İnanır’dan ve tüm toplumdan açlık grevinde olan insanların sesi olmalarını istedi.
“Açlık grevine ses olun”
Yiğit, “Kadim ve kutsal Amed'e hoş geldiniz” dedi. Açlık grevlerinin dünyanın dört bir yanına yayıldığını belirten a Yiğit, “Barış Anneleri olarak, Kadir İnanır başta olmak üzere herkesin açlık grevinde olan çocuklarının talepleri konusunda elini taşın altına koymalarını istiyoruz” diye konuştu.
“İnsanların ölümüne karşıyız”
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemlerinin 5 ayı geçtiğini vurgulayan Yiğit, şunları söyledi:
“Bizim de anneler olarak yüreğimiz yanıyor. Herkes bizim sesimizi duysun, çocuklarımızın sesini duysun, elinden geleni yapsın ki bu tecrit kaldırılsın, bu kan dursun. Analar ağlamasın artık. Biz anneyiz insanların ölümüne karşıyız. Kim olursa olsun artık bu ölüm dursun. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanlığı'na sesleniyoruz. Sesimizi duyun. Sağır ve kör olmasınlar artık yeter bu tecrit kaldırılsın artık.” Yiğit, konuşmasının ardından barışı temsil eden beyaz tülbendini İnanır’ın boynuna astı.
“Geleceğinizi şansa bağlamayın”
Daha sonra konuşan Kadir İnanır, ilk kez 1971 yılında Diyarbakır'a geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“1971 yılında Diyarbakır’a geldim. Türkiye'de insanlar araba almak için sıraya giriyordu. Araba azdı. Sıra çekmek isteyenler, torbadan bir numara çekiyordu. Onlara araba çıkarsa o dönem de araba sahibi olurlardı. Ben de kalabalık bir ekiple geldim. Bir numara çektim. O şanslı adam gidip arabasını alacaktı. O kadar talep vardı ki araba sahibi olmaya, ben de bir tek kelime söyledim. Hayatınız boyunca geleceğinizi asla şansa bağlamayın. Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Hoş geldiniz.”
“Yaşama ses olalım”
Daha sonra sinema salonlarının bulunduğu alana geçen İnanır ve beraberindekiler, "Kapı" filmini izledi. Film gösteriminin konuşan DBB Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, "Mezopotamya’nın bereket ağacını ve barış güvercinini anaların ilmek ilmek ördüğü beyaz tülbentlerle toprağı kazıp çıkarma zamanı" dedi. "Yaşama ses verelim yaşama ses olalım" diyen Mızraklı, Dört Ayaklı Minare ve Kurşunlu Cami'nin işlenmiş olduğu tabloyu Tahir Elçi anısına Kadir İnanır’a verdi.
“Halkları ve acıları anlatan film için teşekkürler”
Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ise tarihini bilmeyen halkların büyük açılar yaşadıklarını tanıklık ettiklerini söyledi. Birçok kültür ve inancın yaşadığı Mezopotamya’da açıların ve sevinçlerin birlikte yaşandığını ifade eden Türk, “Biz bu topraklarda geçmişte yaşadıklarımız unutursak özgür demokratik bir gelecekle buluşamayız. Tarihini bilmeyen halklar büyük açılar çekiyor. Bugün burada dışlanmış unutulmuş halkların dramını hep birlikte izledik. Umut ediyorum bu topraklar yine birçok kültürün, inancın, dillerin buluştuğu bir yer olacaktır. Değerli Kadir İnanır’a halkları ve acıları anlatan bu filminden dolayı kendini kutluyor ve teşekkür ediyorum” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından İnanır ve eşbaşkanlar, yoğun ilgi arasından salondan ayrıldı.
Kapı filminin konusu
"Kapı" Filmi, Mardinli Süryani bir ailenin ölen oğulları ardından Berlin’e uzanan hayatları ve 25 yıl sonra bir ölüm kuyusundan gelen haberle başlayan yolculuklarının hikayesini konu alıyor. (Haber Merkezi)