Sanherip zamanında Mezapotamya’daki Lakiş şehri, gülünç bir şekilde Sanherip’in ordusuna karşı savaş açtı. İsyan başlattığını ilan etti. Lakiş şehri çok sağlam surlara sahipti. Yeterince yiyecek ve silah depolamış; Lakiş’in bütün eli silah tutan erkekleri ve kadınları düşmanları olan Asur ordusunu beklemeye başlamışlardı. Sanherip’ten yıldırım gibi bir misilleme geldi. Lakiş şehri, o dönemin en korkunç, en devasa ordusunu birden karşılarında, şehir surlarının dışında buldular.
Sanherip şehir surlarının üstüne doğru büyük bir kuşatma rampası yaptırdı. 25,000 ton toprak ve taş Lakiş şehrinin içine yağmur gibi yağdırıldı. Günümüzde Lakiş şehri yok olmuş olsa da bu büyük, yani ilk çağın en acımasız zalim kralının şehir içine yağdırdığı taş toprak yığını hala orada durmakta imiş. Toprağın altında binlerce yıldır yatan o Lakiş şehri daha hiç kazılmamış.
[caption id="attachment_51494" align="alignnone" width="543"]
Erkekler önce tecavüze uğrayıp, sonra hadım edildiler. Bazılarının derisi yüzülüp öylece bırakıldı ya da kazığa oturtuldular. İsyan liderinin kafası bir kazıkta şehirde dolaştırıldı ve ibret olsun diye bir süre sergilendi.[/caption]
Ve tabi ki kuşatma çok uzun sürmeyecekti. Şehir çabucak düştü.
İsyan edenlere, Asur orduları karşısında direnme cüreti gösterenlere ne mi oldu?
Esir düşenlerin onurlarını kırmak için önce erkekler toplu tecavüze maruz kalmış. Daha sonra savaşçı kılığında olanların tümünün cinsel organlarını dip kısmından kesilmiş, bazı esirlerin canlı canlı derisi yüzülmüş. Ki Sanherip’in en çok uygulattığı ölüm cezası şekli, canlı canlı deri yüzdürtmekmiş. Liderlerinin kafası kazığa asılıp Ninova’daki şehir meydanına asılıp, günlerce halka teşhir edilmiş. Geriye hayatta kim kaldıysa ya sürgün edilmiş ya da köle yapılmış. Köleler, efendileri adına zafer anıtları yapmak için çalıştırılmış. Şu anda yeri tam tespit edilememiş ise de Zap suyunun uzak bölgelere taşınması için Zap vadisi çevresindeki devasa kayaları kölelere kırdırıp, dağı kestirmiş olduğunu, Sanherip yine kaya yüzeylerine yazdırdığı çivi yazılarında anlatmıştır.
Bu köy Cizre ile Silopi arasındadır. Cizre’ye 15 km uzaklıkta. Cizre’ye yolunuz düşerse mutlaka Cudi dağı eteklerindeki eski adı Şah köyü olan, yeni adı Çağlayan köyü olan, eskiden Keldanilerin yaşadığı o köye gidin ve ilk çağın en acımasız, en zalim, en soykırımcısı olan bu kralın / diktatörün bu rölyefini bence görün.
Beni asıl şaşırtan konu şu: Bu Asur kralının adı, yani Sanherip, şu zamanımızda dahi gerek Kürtler, gerek Süryaniler, gerek Ezidiler tarafından hâlâ yeni doğan bazı çocuklara isim olarak verilmektedir.
…
Bu okumadan sonra eminim hepiniz aynı sözü etmişsinizdir: Ne demişler; zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur! (SON)