Çok ciddi bir felaket yaşadık.
Adı üstünde felaket, doğal afet…
Geliyorum işaretleri verir de, ne hikmetse hazırlıksız yakalar doğal afetler.
Hazırlıksızlığın toptan bir sebebi yoktur; birçok sebebi vardır. Kimisinde kolon kesilir, malzemeden çalınır, kimisinde dere yatağı imara açılır…
Önemli değil bunlar; alışığız cepten yemeye, fıtrata, kadere, ulu bir işarete sığınmaya!
Kamu ve toplum vicdanıyla alakalı sorum(suz)luk gelmez akıllara; öncesi ve sonrasındaki yapı denetim(sizliğ)i de…
Ahlak ve vicdan yoksunu açgözlü vicdansız tacir müteahhitler.
Üstüne işyerini yüksek kirayla vermek dışında bir kaygısı olmayan açgözlü mülk sahiplerinin kolon, kriş müdahalesine sessiz kalınışı.
…
Diyarbakır’da Hicret Apartmanı depremle yıkılmadı. 1983'te çöken Hicret Apartmanı'nın müteahhidi Kermo Dalmış. 83 kişinin yaşamını yitirdiği binanın müteahhidi Dalmış, 8 yıl 3 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Dalmış yaklaşık 1,5 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı.
Neden?
2 Şubat 2004'te, çöken Zümrüt Apartmanı da bir doğal afet değildi.
Yarggılandılar ama nasıl?,
92 kişinin ölümüne neden olan müteahhit Ali Vedat Kaya 5 yıl, taşeron İsmail Hakkı Canlıer 4 yıl, proje sorumlusu Halil İbrahim Elliiki 2 yıl, 3 belediye görevlisi ise 2'şer yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Belediye görevlilerinin cezaları daha sonra Yargıtay tarafından tecil edildi.
…
Afetlerden afet beğen…
17 Ağustos depreminde Yalova'daki binalarının bir kısmı çöken müteahhit Veli Göçer, "taksir nedeniyle 198 kişinin ölümüne sebebiyet vermekten" 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.Cezasının onanması üzerine 21 Ekim 2004 tarihinde cezaevine giren Göçer, Rahşan Affı ve zaman aşımından yararlanarak 7.5 yıl hapis yattıktan sonra tahliye oldu.
Şimdiye kadarki en ağır ceza.
Taammüden adam öldürmenin cezası müebbetken, sessiz sedasız ve yatarsız cezayla geri döndüler aramıza katliam zanlıları..
Bingöl depreminin ardından "müteahhitler cezasız kalmayacak" diyen dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 17 Ağustos depremi mağdurlarınca Kocaeli, Sakarya, Yalova ve Eskişehir'de açılan 1460 ceza davasının 1328'ini müteahhitler lehine sonuçlandığını söylemiş 2004’te.
Aynı tiyatro “toplumun gazını almak” niyetiyle yine devrede!
Kimsenin aklına “bu yapıları kim denetliyor, kim olur veriyor” sorusu getirmeden ince işçilikle sadece müteahhitler üzerinden yürüyor aynı senaryo.
Müteahhit yargılamakla bu iş çözülmüyor; denetimsizlik, rant, rüşvet ve göz yumma silsilesinin tüm ayakları bundan sorumlu. Bir de iyisinden iyi halin olmadığı esaslı cezayi müeyyide getirilmeli.
Ama en öncesinden köreltilen toplumsal ahlak ve vicdan onarılmalı; işte bu zor!