Yusif Bedîrxan Yazdı: TÜİK diyor ki; “Nezanî, rehetî ye”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılına ilişkin Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın sonuçlarını yayımladı. Buna göre; Eğitim durumuna göre...

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılına ilişkin Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın sonuçlarını yayımladı. Buna göre; Eğitim durumuna göre mutluluk düzeyinde en yüksek mutluluk oranı, yüzde 54,4 ile bir okul bitirmeyenlerde görüldü. Bunu sırasıyla; yüzde 51,4 ile ilkokul mezunu, yüzde 47,8 ile lise ve dengi okul mezunu, yüzde 47,6 ile yükseköğretim mezunu ve yüzde 45,7 ile ilköğretim veya ortaokul mezunu bireyler takip etti.

Yani öğrenim düzeyi arttıkça mutluluk oranı düşüyor.

Kürtlerde şöyle bir laf vardır; Nezanî rehetî ye; yani bilmemek rahatlıktır.

İnsan bir kere öğrenmeye görsün o günden sonra bir türlü rahat etmez. Gerçeği yani işleyişi, sistemi öğrenmek, bilgi sahibi olmak insanı rahatsız eder.

George Orwell’in 1984 kitabında geçen şu sözü başka bir yerde duysak herhalde insan aklından şüphe ederiz; Özgürlük köleliktir, savaş güçtür, cahillik güçtür.

Dispotik bir dünyanın (ki aslında günlük hayatta yaşadıklarımızdır) anlatıldığı kitapta o dönemde yaşayan insanlar tarafından hiç garipsenmeyen sözlerdir bunlar; aksine kabullenme durumu var.

Orwel romanında yaşadığı dönemde etkili olan komunizm, sosyalizm, faşizim gibi ideolojileri çok iyi gözlemleyip ortaya düşündürücü ve sürükleyici bir mizansen çıkarmış.

Kitapta ortaya konulanlarda bugün yaşananların neredeyse birebir aynısı.

Tek parti yönetiminin anlatıldığı dönemde iktidarda olan parti, insanları sürekli tele ekranlarla izler, konuşmaları ve hatta düşüncelerini mercek altına alır. Öyle ki yeni söylem ile hükümetin istemediği kelimeler tedavülden kaldırılmıştır. Bunun için bir sözlük yayınlar ve o kelimelerin günlük hayatta kullanımını yasaklar.

Şiddetle uygulanan baskı ile insanlar öyle bir hale getirilir ki, tutkulu bir şekilde hükümetin yanında yer alırlar.

Bunda başarılı olmanın sebebi de hükümetin manipülasyon tekniklerini başarı ile uygulamasıdır.

Peki hükümet bunu nasıl başarıyor?

İnsanları kendi tarafına “karşı taraftan nefret ettirerek” çektiğini görürüz.

Her hafta düzenlenen “Nefret Haftası” seramonileriyle bir araya gelen insanlar yaratılan karşı tarafa karşı nefretlerini kusuyorlar.

Burada örmemiz gereken asıl şey “öğrenilmesi gereken bilgi”den insanların çeşitli manipülasyonlarla uzaklaştırılmasıdır.

Yine başa dönersek TÜİK’in araştırmasında bireylerin mutluluk kaynağı olan değerler incelendiğinde; kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranının 2021 yılında yüzde 69,0 olduğunu, bunu sırasıyla; yüzde 14,3 ile sevgi, yüzde 8,9 ile başarı, yüzde 5,1 ile para ve yüzde 2,3 ile iş takip etti.

Tabi ki sağlık en önemli gösterge olmalı ama burada sağlığa, eğitime eşit ulaşım hakkından bahsedilmez ve hatta bu gözden kaçırılır. Öyle bir hale gelir ki elinden alınana şükreder hale gelirsin.

Bir başka yönden bakalım.

Elektrik zamları meselesi, konutlarda, işyerlerinde yüzde 50’den yüzde 125 arasında yapılan zamların sözde kademe tarifesi artırılarak  ya da esnafa uygulanan yüzde 125 tutarındaki zamdan yüzde 25 gibi bir geri çekilmesinin bir lütuf olarak sunulmasını sayabiliriz.

Velhasıl bilmemek meselesindeki mantıkta budur.

Bilgiyle kalın…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri