Siyaset anlam olarak Arapça sws kökünden gelen siyāsa(t) “1. at bakım ve eğitimi, seyislik, 2. devlet yönetme, yönetim” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça sāˀis “at bakıcısı, seyis” sözcüğünün fiˁāla(t) vezninde masdarıdır. (nisanyan sozluk).
Konu elbette etimolojik anlamı ile siyaset değil, en azından anlam itibarıyla siyasetin ne olduğunu hatırlatmak üzerine bir giriş uğraşı.
Asıl konu ülkedeki genel siyasetin geldiği yozlaşmışlık hali.
Bir süreden beri ifşa ile kendi kirliliğini geri plana itmeye uğraşanlar, kendisinin de bir zamanlar içinde olduğu alanın siyaset olduğunu bilinçli ya da bilinçsiz şekilde deşifre ediyor.
Kimi az, kimi çok siyasetin içindekiler maalesef bu kirliliğin içinde.
Bu kirlenmişlik algısı o denli güçlü ki devlet kurumlarının neredeyse her biriminde güçlü bir güvensizlik hali var.
İhaleler, tapu, sağlık, eğitim, yargı dahil neredeyse her alanda olumsuz bir algı toplumun kahır ekseriyetinde var.
Böylesi bulanıklıkta halkın siyasete güveni her geçen gün azalıyor. Kurulduğundan beri ülke siyaseti hiç bu kadar güvensizlik vermemişti diyebiliriz.
Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, ihalelere müdahale gibi usulsüzlükler artık tolere edilebilir bir duruma gelmiş, içselleştirilmiş neredeyse.
Şeffaflık, dürüstlük ve hesap verebilirlik ilkeleri Allah vere.
Sıkıştığı yerde dine, ideolojiye, ülkenin bekasına sığınan tuhaf bir savunma hali.
Bir bakıyorsunuz il başkanı nitelikli cinsel istismar ile suçlanan bir partiye unvan için onlarca kişi başvuruyor.
Neden mi?
Amaç millete hizmet değil elbet, siyasetteki pozisyonun gücün nimetlerinden faydalanmak.
…
Bu algıyı destekleyen uluslararası veriler de var.
Dünya 2021 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye, 38 puanla 180 ülke arasında 96’ncı sırada yer alıyor. Türkiye, son 10 yılda en çok puan kaybeden ülkelerden biri. 2013 ile kıyaslandığında 12 puan kaybederek 43 sıra gerilemişiz. Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırıldığında, 27 üye ülkeden de düşük puan alarak Bulgaristan’ın ardından sonuncu sıraya yerleşmiş. 38 OECD ülkesi arasında 37’nci sırada, G20 ülkeleri arasında ise sondan üçüncü sıradayız.
…
Türkiye’de siyasete güven son yılların en dip noktasında. Ancak bu noktada bile ideolojik saplantılar ve menfaat döngüsünden faydalanma telaşıyla süreç ters yüz ediliyor.
Açık ve şeffaf bir toplumun gereği demokrasi bile bu alanda işlevsizleştiriliyor.
Tek tek kişi ve olaylara odaklanıp, asıl sorun yani bataklık göz ardı ediliyor.
Yolsuzluğun temel ve sistematik nedenleri ile mücadele etmek, şeffaflığın ve denetim süreçlerinin eksikliğinden söz etmeden tek tek kişilere odaklanmanın sebebi de bilinçli.
Ülkenin zenginliğini berhava eden ve ekonomik çıkmazın en büyük sebebi de bu durum. Geç olmadan bundan kurtulmak da bizim elimizde. Hiçbir ideolojik ve inançsal yargıya kapılmadan doğruya doğru yanlışa yanlış demek kurtuluş yolumuz.