Kentte doğum büyümeme rağmen oldum olası sevmediğim tek şey aşırı sıcaklar.
Özellikle Çilleyê Havinê dediğimiz yaz mevsiminin 40 günlük sürecinde kent sakinleri adeta kavruluyor.
Sıcaklar eskiden de vardı ancak son yıllarda hem küresel ısınma hem de artan betonarme dikey yapılaşma, araç sayılarının her geçen gün çoğalması ve beraberinde yoğunlaşan asfalt, klimalar derken sıcaklar daha bir hissedilir oldu.
40 derecenin üstünde seyreden sıcaklar bu yüzden daha fazla hissediliyor.
Tüm bu çevresel etkenlerden uzak bir yerde; kırsalda mesela bu sıcaklığı daha az hissedersiniz diye düşünüyorum.
Hele bir de dışarda çalışmak zorundaysanız vay halinize, en kötüsü de bu olsa gerek.
İçerde klima, vantilatör desteğinde çalışanlar bir nebze daha şanslı.
Akşamları ise neredeyse herkes parklara sığınıyor. Çayını, meyvesiyle, çereziyle kentin büyük çoğunluğu parklarda soluklanıyor.
Özellikle Kayapınar bölgesindeki parklar büyük avantaj. Çocuklara, yetişkinlere hitap eden farklı etkinlikler hem de alanların genişliği vatandaşlara yoğun sıcaklarda alternatif sunması güzel.
Bunlar güzel ancak bir de gündüz etkinliklerin olabileceği mesire ve yüzme alanlarının azlığı dezavantaj. Özellikle boğulma vakalarının yaşandığı son zamanlarda ortaya çıkan yüzme alanları problemi çözülmeli. Kent merkezine yakın doğal yüzme alanlarının belirlenmesi ilk iş olmalı. Buna ek olarak kamuya ait yüzme havuzlarının artırılması gerek. Daha çok konaklama ve düğün benzeri etkinliklerinin yapıldığı tesislerinde bulunan havuzları pahalı olduğundan her kesim tarafından tercih edilmiyor.
Köye sığınanlar, yakındaki Hazar Gölü’nde nefeslenenlerden geriye kalanlar biraz daha dişini sıkmak zorunda.
…
Buraya kadar ki sorunlar kentin büyümesi ile alakalı.
Ancak bir nokta var ki bile bile eziyet! Toplu taşıma araçlarındaki durum.
Geçtiğimiz hafta Kayapınar’daki TOKİ sosyal konutlarının sakinlerinin otobüs seferlerindeki eksiklik üzerinden yaptığı eylem aklımızda. Belediye’den ses seda çıkmadı.
Dünde Ahmet (Baran) arkadaşımızın bir belediyeye ait toplu taşıma araçlarındaki yoğunluğa işaret eden haberi bu eksikliğe vurgu yapıyor olması dikkat çekici.
Peki, ilgili olanlar ne yapıyor? Bir açıklama ya da bilgilendirme notu paylaşmadıkları için bilemiyoruz.