Kadınlara karşı özgürlükçü ve geleneksel tutum
Katılımcıların toplumsal cinsiyet algılarına bakıldığında kadınlarla ilgili görece özgürlükçü bir tutum var olmakla birlikte geleneksel kalıpların da güçlü bir şekilde etkisini sürdürdüğü anlaşılıyor. Kürtler toplumsal cinsiyetle ilgili konularda Türkiye toplumuna kıyasla daha özgürlükçü bir tutuma sahipler. Bu eğilime sahip gruplar daha çok kendini solda görenler ve HDP seçmenleri. Kendisini sağda görenler ve AK Parti seçmenleri, daha çok geleneksel ve dini meşrulaştırmalar üzerinden kadın ve erkeğin eşit olmadığını ve otoritenin erkekte olması gerektiğini düşünüyor.
Daha Türkiyeli bir Kürtlük
Ayrıca göç olgusunun Kürtlerin deneyimlerini etkileyen önemli bir faktör olduğu ve “göç kuşaklarıyla” da biçimlenen “daha Türkiyeli” bir Kürtlüğün inşa olduğu görülüyor. Türkiye’nin batısında yaşayan ve orada bir gelecek planlayan Kürtlerin gündemleri, talepleri ve kimliklenme biçimleri giderek değişiyor. Bu durum, Batı’daki Kürtlerle Bölge’deki Kürtleri birbirlerinden farklılaştırıyor.
Kuşak farklılaşması; Din olgusu ve eğitim
Kürtlerin ebeveynleri ile aralarındaki eğitim düzeyi farkı Türkiye’nin geri kalanından ayrışıyor. Katılımcıların eğitim düzeyleri ile ebeveynlerinin eğitim düzeyleri arasındaki makas çok geniş. Bununla birlikte eğitim düzeyi yüksek ebeveynlerin çocukları da diğerlerinden pozitif anlamda ayrışıyorlar. Katılımcıların evlenme yaşı söz konusu olduğunda bekârların hem evlilerle hem de ebeveynleriyle fazlasıyla farklılaştığı görülüyor. Bekârların evlenmek için uygun gördükleri yaş evli katılımcılardan 8, ebeveynlerindense 10 yıl fazla.
Katılımcıların çoğu kendisini Müslüman/Sünni/Şafii olarak tanımlıyor. Ebeveynleri dindar olsa da, bazı katılımcılar ebeveynleri kadar dindar olmadığını ve ibadet etmediğini belirtiyor. Bu açıdan önceki kuşağa kıyasla dindarlığın farklılaştığı ve azalma yönünde bir değişimin yaşandığı bununla birlikte gençlerde dindarlık içinde de daha eleştirel bir tutumun geliştiği söylenebilir.
Değerlere yaklaşım konusunda ortak paydalar; dini görüş ve politik tercihler
Araştırmanın ulaştığı sonuçlar, Kürtlerin çoğunluğunun kendisini siyasal spektrumun solunda konumlandırdığı yönündeki kabulü boşa çıkarıyor. Çoğu Kürt kendisini solda değil, Merkez’de (%47,2) konumlandırıyor. Merkez dışındaki çoğunluk Sol’da (%31,2) konumlansa da önemli bir kesim (%21,4) de kendisini Sağ’da konumlandırıyor. Özellikle sağ ve solda konumlanma beklendiği üzere tutumlarda farklılıkları etkileyen temel faktörlerden biri iken, Kürtlerde bu farklı dünya görüşleri arasında değerlere yaklaşım konusunda ortak paydaların varlığı da dikkat çekiyor.
Dindar katılımcılar için dini görüş politik tercihlerde tayin edici bir faktör olarak işlev görüyor. Bunun bir tezahürü olarak sağ görüşten dindar-muhafazakârlarda solun “dine mesafeli” olduğu yönünde güçlü bir kabul göze çarpıyor. Solun bu imajı, dindar muhafazakâr kesimlerde sola mesafeyi ve sağa yakınlığı belirleyebiliyor.
Türk sağının belirgin tutumlarından olan bölünmeye ve dış tehditlere dair politik-milli korkuların sağ/muhafazakâr Kürt katılımcılarda da bir karşılık bulduğu görülüyor. Katılımcıların önemli bir kesimi (%28) “Dünyayı Yahudilerin yönettiğini”, “Siyonistlerin bu topraklarda gözü olduğunu” ve Türkiye’ye yönelik dış tehditlerin var olduğunu düşünüyor. Bu gibi korkuların sola yakın katılımcılarda daha zayıf olduğu görülüyor.
Milliyetçilik eğilimleri
Katılımcıların çoğunluğunda bir olgu olarak milliyetçilik olumsuz çağrışımlarla yüklü. Milliyetçiliğe olumsuz yaklaşanlarda bu tutumun “ümmetçilik” ya da sol “enternasyonalist” dünya görüşüyle ya da Türk milliyetçiliğini dışlayıcı bir milliyetçilik biçimi olarak anlamak ve deneyimlemekle ilişkili olduğu anlaşılıyor. Bu açıdan milliyetçiliği egemen ve dışlayıcı bir formda anlamak, bu olguya mesafeli bir tutumu açığa çıkarabiliyor.
Ancak Kürt milliyetçiliği gibi daha somut bir bağlama geçildiğinde, bu olumsuz tutumda bir gevşeme görünür oluyor. Katılımcılar bu durumda Kürt milliyetçiliğine başka kimlikleri dışlamayan ve hak talep eden bir anlam yükledikleri için görece daha makbul görüyorlar. Bu bağlamda katılımcıların yaklaşık dörtte biri kendisini yüksek düzeyde Kürt milliyetçisi olarak görüyor. HDP seçmeninin üçte ikisi Kürt milliyetçiliğini orta veya yüksek düzeyde sahiplenirken AK Parti seçmeninin de yarıya yakını bu kimliği benimsiyor. Yarın: Göçmen karşıtlığı ve farklı kimliklere mesafe Türkiye ortalamasından düşük