Geçtiğimiz hafta Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’nun apar topar merkeze çekilmesinin altında yatan sebepler kamuoyunda sıralanırken kafalara takılan sorulardan bazıları ülke genelinde yaşananlar ile paralellik gösteriyor.
Kulislerde birçok şey konuşuluyor.
Bunların farklı taraflara çekilme ihtimali olan kulis bilgileri olduğunu en baştan belirtelim.
Geçen yıl Nisan ayında Karaloğlu’nun “İthal bürokrat” tartışmalarıyla ilgili AK Parti İl Başkanı Muhammet Şerif Aydın ile yaşadıkları bir hayli konuşuldu.
Ancak, bu olayın üzerinden bir yıldan fazla bir zamanın geçtiği ve buna bir gerekçe olamayacağı, olsa bile es geçildiği belirtiliyor.
İthal bürokrat tartışmaları, belediye ihaleleri, şantaj, mobbing uygulamaları ve benzeri iddiaların da bu ani görev değişikliğine sebep olmadığı, bunların haricinde “elle tutulur iki sebep olduğu” kulislerde konuşuluyor.
Nedir bu sebepler?
Birincisi ve en önemlisi milliyetçi kesimin tepkisine neden olan icraatlar nedeniyle Karaloğlu’nun görevden alındığı.
Yılın başında MHP Diyarbakır İl Başkanlığı'nın öncülüğünde Kırklar Dağı yamaçlarındaki 210 dönümlük araziye "Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı" yapılmasına verilen tepkide Karaloğlu’nun tavrıydı.
Kent genelinde şiddetle reddedilen bu tartışmaya Karaloğlu taraf olmadı ve MHP İl Başkanlığı’ndan gelen davete de icabet etmedi. Bunun üzerine MHP İl Örgütü rahatsızlığını Ankara’daki Genel Merkeze bildirerek, “Vali engel oluyor” dediği öne sürülüyor.
İkincisi ise, Erbil Valisi Omid Xoşnav’ın Mart ayında 1’inci Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı’nı katılmak üzere geldiği Diyarbakır’da Karaloğlu’na hediye ettiği “Kürdistan Albümü” ile objektifler karşısında verilen pozdu.
Bunun üzerinden milliyetçi kesimlerin hedef tahtasına oturttuğu Vali Karaloğlu’nun birçok kesim tarafından sahiplendiğini de hatırlatalım.
…
Karaloğlu’nun görev yaptığı iki yıl içinde “ithal bürokratlar ve bunlarla ilgili ortaya çıkan şantaj, mobing ve taciz iddialarını” bir kenara yazarak genel bir değerlendirme yapıldığında; özellikle son üç kayyım döneminde elle tutulur birçok olumlu icraatın altında sadece Karaloğlu’nun imzasını görürsünüz.
Kayyımlar Cumali Atilla ve Hasan Basri Güzeloğlu’nun geride bıraktıkları enkazları toplama görevi tabiri caizse Münir Karaloğlu’na kalmıştı.
2016 yılından beri atanan her iki kayyum ile ilgili olumlu bir söze rastlanamazken, Karaloğlu’nun yakaladığı devlet nezdindeki istikrara rağmen, “Ne oldu da bir anda merkeze çekildi?” sorusuna kulislerde verilen yanıtlar bunlardan ibarettir.
Tüm bunların gölgesinde görev değişiminin Diyarbakır’a nasıl yansıyacağını hep beraber göreceğiz.