Diyarbakır’da hasta çocuk sayısı Aralık ayında neredeyse tavan yaptı. Çocuklarda bir türlü geçmeyen soğuk algınlığı, öksürük, yüksek ateş ve zaman zaman da ishalle kendini gösteren hastalıktaki en önemli sorun, uzun süre devam etmesi.
İstisnasız tüm doktorların yaptığı şey neredeyse bir elden çıkmış gibi aynı; antibiyotik, ateş düşürücü, öksürük önleyici şuruplar ve buhar tedavisi…
İşin ilginç tarafı, sorumluluk anlayışıyla yapılan bir iki uyarı dışında sağlık alanındaki akıl almaz sessizlik!
Bu konuda elle tutulur rakamsal verileri geçtiğimiz gün Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma eski Başhekimi olan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhammet Asena yaptı. Asena, “Bir ay önce hastaneye günlük 500-600 çocuk başvuru yaparken, şimdi bu rakam günlük 2 bine çıktı” dedi.
Bizim Çılle (soğukların en üst seviyede yaşandığı 40 gün) dediğimiz soğuklar henüz daha kendini göstermemişken bu rakamlar ciddi bir duruma işaret ediyor.
Asena, daha önce ayrı ayrı görülen virüslerin artık kombine virüs olarak karşılarına çıktığını, bunun özellikle dört yaş ve altındaki çocukları çok etkilediğini belirterek şunları söyledi:
“Özellikle korona virüs salgını döneminde çocuklar bağışıklık konusunda savunmasız kaldı. Üst solunum yollarındaki şikayetlerde ciddi artışlar var. Yatak doluluk kapasitesi yüzde 90’lara vardı. RSV virüsü ve grip artık kombine virüs olarak karşımıza çıkıyor ve bundan mutant bir virüs gelişmesinden korkuyoruz. Artık pandemi dönemindeki gibi maske kullanmamız gerekecek. Özellikle hasta çocukların okula gönderilmemesi gerekir. Çünkü salgın okullarda hızla yayılmaktadır.”
Ayın başlarında benzer bir açıklama Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Tekin’den gelmişti.
Prof. Dr. Tekin, havaların soğumasıyla beraber özellikle çocuklarda artış gösteren viral enfeksiyon vakaları nedeniyle hastanelerin dolduğuna vurgu yapmış ve Covid-19 pandemisi dönemindeki gibi kapalı ortamlardan uzak durulmasını ve evde izole şekilde beslenmeye dikkat edilip, bol sıvı tüketilmesini önermişti.
Doç. Dr. Muhammet Asena’nın ‘çocukların hastalığı okuldan eve getirdiği’, Prof. Dr. Tekin’in ‘pandemi dönemindeki tedbirlere vurgu yapan’ açıklamaları önemli ve bir yerde hem Sağlık İl Müdürlüğü ile Milli Eğitim Müdürlüğü’ne birer mesaj niteliğinde.
Her iki kurumun ve hatta eğitim ile ilgili sivil toplum örgütlerinin de bu konuda yaptığı ciddi bir uyarı ya da çalışmaya ben şimdiye kadar rastlamadım.
Sağlık ve eğitim alanındaki bu eksiklik bir yana, Valiliğin bu konudaki sessizliğine anlam veremedim.
Çıkıp en azından lokal olarak okul ve kapalı yerlerde ‘maske’ uyarısı, hijyen denetimi ve özellikle okullarda bir dizi ön almayla işi hafifletecek, azaltacak tedbirleri hayata geçirebilirdiler ama ne hikmetse yapmıyorlar
Henüz geç değil; Sağlık Müdürlüğü ‘Başhekim’ çıkmazındayken Valilik, yukarıdaki iki uzmanın görüşlerini baz alsa yeter sanırım.
Bizden uyarması; Çılle’ye az kala tedbir şart. Yoksa iş, içinden çıkılmaz bir hal alır.
Yazık çocuklarımıza!