Diyarbakır’da geçen hafta yaşanan ihmali apaçık ortada trafik cinayetinde 71 yaşındaki Nuran Nerede feci şekilde can verdi.
Yaşanan olaya kaza demek abes ancak kazaya neden olan bir dizi sebebi göz ardı etmemekte fayda var.
Öncelikli göze çarpan sorun olayın meydana geliş sebebindeki basit bir kuralın göz ardı edilmesi.
2918 sayılı Karayolu Trafik Kanununda yer alan birçok maddenin ihlalini gözler önüne seren şu kural: Şoför, yolcu araçtan uzaklaştığından emin olduktan sonra tekrar yola devam eder.
Bu ölümcül hata feci bir yaşam kaybına yol açıyor.
Bir musibet bin nasihatten evladır deriz de ateş düştüğü yeri yakıyor!
Aynı kanunda araçların yolcu kapasitesinden, şoförlerin eğitimine kadar birçok uyarı var ve hepsi de birbirinden önemli.
Gelelim bunlar dışındaki sebeplere.
Şoförle başlayalım. Türkiye’deki kazaların neredeyse yüzde 80-90’ı tıpkı bu kazadaki gibi insan kaynaklı.
Bu noktada şoförlerin eğitimi çok önemli.
Yolcuların şikayetlerin kahır ekseriyetlerinden biri de yolcu-şoför diyaloglarındaki seviyesizlikler.
Bu noktada eksiklik var ve kısa zamanda giderilmeli.
Tüm suçu şoförlere yükleyerek geçiştirmek haksızlık olur. Trafiğin kimi noktada keşmekeş olduğu yerler var. Ve şoförlerin daha iyi motive olmaları adına çalışma saatleri, çalışan ve araç sayısı önemli sorunlar.
Gelelim etki eden diğer ana sorunlara!
Büyükşehir olan Diyarbakır’da hem nüfus hem de yerleşim alanı olarak büyümesine orantılı bir trafik gelişimi yaşanmıyor.
Kentin yeni yerleşim alanlarıyla kent merkezi ve farklı noktalara yapılan seferlerin, güzergahların ve hepsinden önemlisi araç ve şoför sayısının yetersiz oluşu bariz bir şekilde ortada.
Alternatif ulaşım çözümlerinin ilk ayağı olan hafif raylı sistem son 6-7 yıldır kayyımla yönetilen belediyelere rağmen bir türlü hayata geçirilemiyor. Üstelik önceki belediyelerin bu yönde çalışmaları varken.
Hadi hafif raylı sistem maliyetli ve yapamıyorsunuz diyelim; kentte ulaşım alternatifleri dolmuş, belediye ve halk otobüsleri ile ticari taksicilik kentin potansiyel yolcu ihtiyacını karşılamıyor.
Ya da daha az maliyetli sadece toplu taşıma araçlarına ayrılacak şeritler yapılmıyor.
Hem kent trafiğini rahatlatacak hem de toplu taşımadaki zaman ve motivasyona olumlu etki edec basit bir çalışma ile pekala bu yapılabilir.
Hem kent trafiğini olumsuz etkileyen hem de zamandan tasarruf kadar şoförlerin sürüş konforunu artıracak bir düzenleme neden hayata geçirilmiyor anlamış değilim.
Bazı noktalarda belirli zaman aralıklarında otobüsler tıkış tıkış, üstelik yeteri sayıda şoför ve araç da yok.
Bir başka iddia konusu ihmal ise arızalanan araçların uzun süre servislerde bekletildiği yönünde.
Türkiye üretimi olan bu araçlar neden servislerde bekletiliyor, arızaların giderilememe nedeni ne veya nelerdir?
Cevap bekleyen onlarca sorudan bir kaçı bunlar. Umarız bu musibetten ders çıkarıp sorunları çözerler. Çözülmediği sürece biz yazmaya devam edeceğiz.