CHP, geçen yıldan beri bölgede üzerine yapışan ‘tabela partisi’ algısını değiştirmeyi amaçlayan sıkı bir programı harfiyen uyguluyor.
Bu kapsamda Diyarbakır ziyareti ziyareti dolu dolu geçti. Kısa bir zaman diliminde neredeyse hitap edebileceklerini düşündükleri tüm kesimleri içine alan ziyaret programı neredeyse kusursuz işledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki günlüksıkı program kapsamında ‘ (her ne kadar tartışmalı olsa da) akşam saatlerinde ayağının tozuyla HDP önündeki aileler ile ardından sabah Avukat Türkan Elçi, Selçuk Mızraklı’nın eşi Zeynep Mızraklı, kamuoyunda ‘Ayşe öğretmen’ olarak biline Ayşe Çelik’in de aralarında olduğu on bir kadınla kahvaltıda bir araya geldi.
Bu kısa zaman zarfında, esnaf ziyaretleri yaptı, Dengbejleri dinledi, muhtarlar ve altmışa yakın sivil toplum temsilcisi ve gençler ile buluştu.
Kılıçdaroğlu, program kapsamında partisine katılım töreninde de yer aldı ve uzun zamandır bölgede olmamaları eleştirilerine karşılık bir nevi günah çıkardı: Cumhuriyet Halk Partisi bu bölgeye fazla gelmedi onun farkındayım. CHP’nin Diyarbakır’da fazla oyu yok, onun da farkındayım. Ama bunun kabahati Diyarbakırlılarda değil, bunun kabahati bizde…
Bu noktada DTSO Başkanı Mehmet Kaya’nın CHP’ye yeni katılımlar üzerinden bölgede değişen siyasi dengeye işaret eden sözlerini hatırlatmakta fayda var sanırım: Partiye yeni katılımlar geçmişte AK Parti’den aday olan kesimler. Bu tablo bölgede CHP’nin iktidara aday olduğunu gösteriyor. Gerek partilere katılım anlamında olsun gerekse de AK Parti’de son 5 yıl içerisinde aday olanların CHP’ye geçmesi önemli bir çalışmanın sonucu. Yani DEVA ve Gelecek Partisi gibi partilere geçişleri izah edilebilir ama bir anda AK Parti’den CHP’ye geçiş biraz da CHP’nin iktidara yakın olduğunun mesajının bir göstergesi olarak görmek lazım…
…
Türkiye ve bölgede değişen siyasi havayı partisi lehine iyi değerlendirmeye çalışan CHP lideri, eğer iktidara yürünecekse Kürtlerin oylarına ihtiyacı olduğunun farkında. İki kez yapılan İstanbul seçimleri bunun yakın zamandaki en belirgin göstergesi.
Ocak ayında yoğun kar yağışı nedeniyle ertelenen ziyareti öncesinde "Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer" çıkışı, HDP’nin Kürt meselesinin çözümünde meşru muhatap olduğunu söylemesi, Kürt sorununun çözümünde Meclisi ve sivil toplumu işaret etmesi iktidar yürüyüşünün hassas noktaları.
Tüm bunlara baktığımız zaman Diyarbakır ziyaretinin, kısa vadede CHP’nin amaçladığı siyasete uygun şekilde yürütüldüğünü söylemek yanlış olmaz.
Ziyaretin hem İYİ Parti tarafından hem de HDP tarafından (bazı çekinceler olsa dahi) makul karşılanması olumlu.
…
Türkiye yönetimi içinde yer alan önemli gruplar arasındaki güçlü ve birbirinden farklı görüşler olduğu gerçeğiyle hareketle; Kılıçdaroğlu’nun ‘Helalleşmek’ kavramı üzerine uygun siyaseti, hamaset yapmadan, hassas bir dil kullanarak yürütmeye gayret ediyor olması Kürt seçmeni arasında karşılık bulabilir.
Ancak bunun normal şartlarda 2023’te yapılacak olan seçimi ne kadar etkileyeceğini farklı kliklerin güdümüyle hareket eden Türkiye siyasetinin en etkili oyun kurucusu Ak Parti’nin belirleyeceğini de unutmamak lazım.