Doğudan batıya, güneyden kuzeye ülke olarak ekonomik açıdan sıkıntılı günler geçiriyoruz.
Tepeden tırnağa her kesimin etkilendiği sıkıntının en çok mağdur olanı dar gelirliler.
Geçtiğimiz günlerde gıda fiyatlarında fahiş zamlardan ötürü vatandaşların yeterli ve dengeli beslenemediğini belirten Tüketici Hakları Derneği (THD), bu duruma dikkat çeken bir açıklamasında “açlığın önlenmesi” yönünde çağrı yaptı.
Halkın geniş kesimlerinin sebze ve meyve yiyemez hale geldiğini belirten THD Başkanı Turhan Çakar, yeterli ve dengeli beslenemeyen çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin çoğunun açlığa mahkum edildiğini belirtti.
Çakar, halkın temel besin maddesi olan 12 çeşit sebze fiyatının TÜİK verileriyle son bir yılda yüzde 343'e varan oranlarda arttığına, buna karşılık halkın gelirinde bu yönde bir artış yaşanmadığına dikkat çekti. Tüketicilerin yarıdan çoğunu oluşturan asgari ücretliler ve asgari ücretin biraz üzerinde geliri olanlar ile asgari ücretin altında geliri olanlar için sebze ve meyvenin lüks olduğunu vurguladı.
Pazar ve saha gerçeğinin yansıtıldığı açıklamanın devamında, “Sebze ve meyve fiyatlarıyla birlikte et, süt ve süt ürünleri fiyatlarını dikkate aldığımızda, dar gelirli ve yoksulluk sınırının altında geliri olan tüketicilerin çoğunluğu açlığa mahkûm edilmiştir. Ülke yönetimince acil olarak açlığı giderici önemlerin alınması çağrısında bulunuyoruz.”
Yeterli ve dengeli beslenmek insanların evrensel hakkı ve resmi veriler 2022 yılı Nisan ayı için dört kişilik hanenin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için 5 bin 323 TL gerekli olduğuna vurgu yapıyor. Bu bedel 4 kişilik hanenin açlık sınırı. 4 kişilik hanenin yoksulluk sınırı ise 17 bin 340TL'dir. Açlık ve yoksulluk sınırlarını dikkate aldığımızda; tüm çalışanların, işsizlerin ve hanelerin insanca yaşayabileceği, yeterli ve dengeli beslenebileceği koşulların bir an önce oluşturulması en büyük beklenti.
Sağlık ve eğitim gibi en önemli harcamaların dışında tutulduğu bu hesaplamalar hanelerde artık sınırları zorlayan bir duruma işaret ediyor.
Kredi kartlarıyla savuşturulan ve sürdürülebilirliği ötelenen bu durum yakın zamanda patlayacağını söylemek herhalde yanlış olmaz.
Böylesi bir durumda akıllardaki soru şu; “Nereye kadar sürecek bu durum?”
Açlık ve yoksulluk sınırlarının her gün yeniden sınırları zorladığı bugünlerde iktidardan “biraz daha sabır ve fahiş artışlar için denetimlerin arttığı yönünde” telkinler dışında elle tutulur bir şey yok maalesef.