Annem her ne kadar kendi halinde biri olsa da siyasi yönü de ağır basan( olabildiği kadar) zorlama bir Diyarbakır kadını.
Anıları köy ve köylülük üzerine olsa da; asıl kimliğini hep Diyarbakırlılık/ şehirlik üzerine kurgulamaya çalışır anam. Kürt siyasetine de oldukça mesafeli, hatta sıkıştığı kimi zamanlarda slogan niyetine beddua da eder.
Ak Parti iktidara geldiğinden beri destekler, aile içindeki birçok tartışmada kendi argümanlarıyla savunmaktan geri durmaz.
Kimi zaman yaşanan tartışmalarda sıkıştığı yerde, slogan niyetine “De gidin, bu adam olmazsa (Cumhurbaşkanı Erdoğan) millet açlıktan ölür” diyen, deyince de güldüren bir kadın.
…
Babamın 2018’de yaşamını yitirmesinin ardından O’ndan kalan emekli maaşıyla, çocuklarının yanında kalmayı ısrarla reddeden ve maaşla geçinmeye çalışan anneme yaptığımız destekler geçen yıldan beri arttı.
Peyniri yettiği kadar kiloyla alan, kirasını iyi kötü denkleştiren annem, kimi zaman da torunlarını sevindirmek için kıt imkanlara rağmen özen gösteren biri.
Neredeyse son iki yıldır ailenin desteği olmadan sürdüremiyor yaşamını.
Artık eskiden aldığı kadar et alamıyor, meyve ve sebzeyi, sütü, yoğurdu vs neredeyse hepten azaltmış. Laf aramızda biraz çıllektır anam; şekeri çıktığında da aldığı tatlıyı gösterip “ma biraz yedim” der hep. Abur cuburdan da sağlık sorunları ve ekonomik yetmezlik nedeniyle el çekmiş.
Kirasının tamamını, kışın da doğalgaz ve elektrik faturasını bizim ödememize içerlenip üzüldüğü zamanlar, (savunduklarına dokundurmadan) mahçup bir şekilde, “Ma oğlum 100 lira boziyam bi de baxiyam bitmiş, doğalgaz 800-900 lira geli. Bu namussuz yönetici akşama kadar kaloriferi yakmi bilmiyem niye; üşiyem, ben de sobayi açıyam, elektrik geli 300-400 lira, bu ne haldır, heç bi şey alınmaxa gelmi. Evlere ateş düşmiş, arkadaşlarım da öyle diyi. Allah fakir fukaraya yardım etsin” der. Devam Edecek