Yeni bir güneşin doğuşuyla randevuda çok garip duygular içindeyim, heyecanım ve seni bana veya beni sana getirecek zaman.
Doğayla gecikmiş randevudaki pişmanlıklar beni benden alıp özel işkence seansları yapıyor sonra da halden düşmüş yığıntıda değilim
Bu kadar peşinde koşuşturduğum aşkım, doğam, hülyam beni çaresiz bırakıp başka yüreklere göç etmeye temayül etmeden benim ile bir seansta buluşmaya tüm hünerlerini harcamış ve artık beraber bulutların üzerinden galaksi yolculuğuna başlamışız bile
Gözlerimizdeki rengarenk gökkuşağını tüm yaşantımıza sarmaya ve herkes ile paylaşmaya söz verdiğimiz anda dağların ardından bize tün hünerleriyle gülen bir aydınlık salkım saçak üzerimize akmaya başladı
Yeni bir gün umut ile başlar ve bu umudun sabah aydınlığıyla buluşmasında alevlenen sinerji günün akıcılığı içinde umudun gerçekleşme imkânı verir duygulara
Artık kimse üretkenliğimizin önüne set çekemeye cesaret, temayül veya yönlenmek için bakış bile atacak durumda değil, devler dönemlerindeki savaşlar misali harlanmaların doruğunda kendimize geliş heyecanını paylaşıyoruz
Geride, derinliklerde ne hünerlerimiz var ise kendini bize yaşamaya davet et imkanı verir ve bizim bir parmak şıkırtısı kadar rahat bir edayla çağırmamızı bekler
Hüner bir meziyet olarak kendini senin hizmetine sunarken senden birazcık daha ihtimam ve itina ister ki karşılıklı Hoşseda yaşamda hüsran yaşanmasın diye
İşte tüm efsanelerin gerçekleşeceği sahne sinem artık sen ile buluşma heyecanının dalgalanmalarını bırakıp seni gönül rahatlığıyla içeri davet etmektedir.
Yeni bir heyecan ve gerçekleşecek dağların esintisini bahar renginde ovalara salması ve ovaların dağların dinç ve direngenliğine denk canlanması
Susuz kalan tün derinliklerin senin serinliğinle alevlere ramak adımdan geri döndü ve tekrar yaşamaya başlandı yetim kalan tüm yüreklerin anaya kavuşma misali
Umudunu sabahın şafağına bağlayan bütün çilelerin, aslı astarı olmayan bütün absürt yaklaşımların pılını pırtını toplayıp ortalıktan kaybolma telaşı hazların en totaline, bunca çekilmiş çilelerin bütün bedeline sahne yaşatır gözlerime dikilmiş bayrakta sen dalgalanmada
Her bir anı bin yıllara bedel yaşam başlar hayalini kurduğun senle gezdiğimiz cennetten parçalar serpiştirilmiş hülyalar ellerimize dolanır
Yeni bir gün bana da seni tarife kalkışma imkânı verir, bazen kelimelerde, bazen garip e duyduğum duygularda
Ve garip bir daha efsaneleşir; uzanıp, uzanıp yetişemediğim şahlanmalardaki selena (ay tanrısı) olup elimden her seferinde kaçarken bu sefer olacak yorumu gündelik bir imkân
Nakkaşları toplayıp dünyadaki bütün dağlara taşlara seni resmetme gongu çaldı, herkes kendi alanında döker hünerlerini ama en hünerlisi ben seni yüreğimdeki boya ile kalbimden çıkan damarlardan kalem ile işlemeye başladım umudun gökyüzündeki bayrağına
Bir afrodiya misali Mısıra, mitolojiye sığmaz tarifin ve karların soğuk teni tenini yaksa da yanmış ten renginde kabulüm senin yaklaşımına
Ben görev edinmiş isem seni tarife emek bana ait lakin senin beğenmen için kendimi bir daha ispatlama imkanı işte bu yeni günde ve burnunu gösterir güneş başlanır sen heyecan dereler yüreğimden akmaya
Helak olmuş dünya sen heyecanla kana kana susuzluğunu giderir çatlamış dudaklarda kaygıya yer yok misali şenlenir sen doygunluğa
Yaşananlarda; bazen insan bir garip oluyor bazen de garip in kendisi insan oluyor ve karda donmuş haliyle karşına çıkıyor.
İşte sen olmanın heyecanını tekrar, tekrar yaşamaya başlıyor ve yaşamın canlı oluşuna bir daha tanık oluyor şahlanan duygularda
Artık ne alevlere teslim gövdem durmak bilir, nede bahara yeni çatlamış tohumuyla giren duygularım hisseder seni, yanma sahnesindeki davet ve sonrası acıların varlığı
Modlanmam bahara ve onun umudu olan toprağı kabartan filizin burnunu çıkardığı tohum seramikten çelikleşmeye dönüşen kabuğundaki esaret bitti artık
Bahar cıvıltısı ve coşkusu, inanç misali bir abide ve seni anlatmaya yetmeyeceğinden emin olduğum bir gün seni asırlarca beklerim yeni gündeki garip duygum
Anlatmaya başlamışım ya; emeğim bu, asıra bedel günde anlatırım seni kelimelerin heyecanlı ama yetersiz oluş sahnesindeki dilden düşüş hikayesine
Beni yollara düşürür, beni sana getirir, sen ilahlaştıkça sen büyür duygularım ve farkında olmadan senle büyürüm ama bil ki senin kadar mütevazı kalacağım.
Verilmiş bir söz ve tarihe düşeceğim bir çiziğim olsun diye değil, sen elekten elendim, sen aydınlıkta yıkandım ve sen hamur ile yoğruldum artık sofraya gelecek cevher belli
Aydınlığını herkese veren, herkesin aydınlığınla temizlenme imkânı veren ve kuytulara saklanmış asalakların yaşamdan izolesinde
Senin renginde akarım yaşamın üstüne, bir örtü gibi örtünür dünya açıkta kalıp soğuk almasın diye; sana muhtaçlıkta sıra bekler duygular
Senin kadar mütevazı, sen olmak bir başka aydınlık artık güneşi sönmeyecek coğrafyalara taşınmak gibi konmuşum sen dağlarda kuş misali bir yaşam
Bayramda senle buluşmak, bayram olmak, insanlarla bir araya gelme imkânı vermektir yeni bir günün sen heyecanıyla tomurcuğunu açması, güneşe göz kırpıp tekrar rahatlığa başlamasıdır yeni bir gündeki umut ışıltıları
Yeni bir gün bana bu duyguları yaşatır, ya size?
Bu gün bütün kelimelerim sana
Yüreğimin kanı sana
Ve sana ulaşayım diye gözümün gördüğü gökyüzü maviliği sana
Gel ki sabah sen renginde çözülsün
Aydınlık akarken sabaha
Bir daha garip duygular oluşmasın bende, bende garipleşmeyeyim sürgün yaşamda
Seni yaşamaya başladığım bu an
Dökerim hünerlerimi
Misafirliğin mutlu geçiyor ise kal
Aksi uçarsan maviliğini bırak hep gökyüzüm kal.