Siz bir zengine iyilik yaptığınızda belki cevabı maddi iyilik olarak size geri gelebilir ama mazlumun mazlumiyetinden doğan pozisyonu gereği size maddi iyilik yapamayabilir, yüreğinden sevgiyle cevap verir size.
Bu karşılık sizi tatmin ediyor ise ne ala; ama başka karşılık bekliyor isen o zaman bin yılların emeği değeri unutmuş olursun
Her şeyin karşılığı maddi değildir, büyüklerimiz toplumları birbirine devrederken öyle öğrenmişler ve öğretmişlerdir bir sonraki kuşağa
Yardımlaşarak çağ atlamışlar, yardımlaşarak doğal felaketlere cevap vermişler, yardımlaşarak en dar zamanları kendilerince cennete veya rahata çevirmişler
Bir araya gelinerek yapılan çalışmalar ve oluşturulan imeceler artık günümüzde tarih olmaya başlandı bu kadar olumlu bir etkiye sahipken ondan mahrum kalmak değer kaybıdır.
“Bir elin nesi var iki elin sesi var” diyen büyüklerimiz birlikten güç doğarı tahlil edeli bin yıllar olmuştu, siz bir imeceye katılmakla aslında kendinizi yaşatmanın da yolunu bulmuş olursunuz
Toplumsal değerlerin renkliliği için başka örnekte
Hemen yanı başınızda yapılan bir haksızlığa, sessiz kalıyorsanız bil ki yarın aynı haksızlık size de yapılacak ve o zaman da size yardım edecek kimseyi bulamazsınız, ahlaksızlığa da aynı tepkide bulunmazsanız o ahlaksızlık gelip kendini size dayatacak ve rahatınızı bozacaktır.
Bu bana yarın sana lafı bu yaklaşımlar için kullanılsa da gerçek olan haksızlık yapanların sayısı az ama halkın sayısı çoktur, şayet doğru zamanda, doğru yerde ve ölçüsünde karşı çıkış veya sahipleniş varsa sorunlar büyümeden halledilmiş olur, dışarıya karşıda güçlü bir imaj çizilmiş olur.
Yine çalışkanlılık insanlık âleminin bir değeriydi ve her kes çalışırdı, kimse kimseye yük olmazdı, engeli ve geçerli mazereti olanlara zaten söylenecek bir şey yok
Çalışmak toplumsal bir değer görüldüğünden; tembeller kendilerini toplumda bir yük görürlerdi ve dilleri her zaman kısaydı.
Çalışan kendi işini bitirdiğinde; işi gecikmiş olan komşusuna da yardıma koşardı ve denirdi ki yardım seni daha da insanlaştırır
Sürekli çalışan insan üretmiş olurdu da;
Üretkenlik, üretkenlik!!!
Üretkenlik ise adeta vazgeçilmez bir yaklaşımdı ki çalışan insanın sevap işlediği kabul edildiği için çalışma aynı zamanda insanı günahtan arındırdığına inanılırdı.
Hem çalışıp hem üretmek mitolojik yaklaşımda denir ki “çalış günahtan arın, üret cennete git” bu kadar düzgün ilerlemenin sırrı; birlik, çalışkanlılık ve üretkenlikte yattığını söylemek doğru tespit olmuş olur.
Yaşlıya yardım etmek, derde derman olmak insanın vazgeçilmezliğinden çıkar ise; o zaman toplumsal değeri kaybetmiş oluruz
Kolay bulunmayan bu değerleri kolay kaybettik mi inan bunun hesabını hiç kimse veremez, onun için lütfen değerleri korumanın ve çocuklarımızın kulağına söyleyeceğimiz bir hikâyesi, bir nennisi ve bir masalı bulunmalı
Sonuçta denir ya “iyilik yap iyilik bul” karınca gibi çalış ki kışın rahat edersin( dar günde rahat edesin) Bitti