Foto: Arşiv
2 Aralık 2015’te başlayan ve üç aydan fazla süren çatışmalı ortam Sur’un kaderini neredeyse tamamen değiştirdi.
Binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı ilçede“Kentsel Sit Alanı” olan ve çatışmaların başladığı 2015 yılında UNESCO tarafından “Dünya Miras Alanı 1. Tampon Bölgesi” olarak tescillenmesine ve bütünsellik arz etmesinden dolayı korunması gerekli alan olmasına rağmen, operasyonların sona erdiği 2016 yılında(21 Mart 2016); Bakanlar Kurulu Kararı ile 7 bin 714 parselin 6bin 292’si için Acele Kamulaştırma alanı ilan edildi.
Kalan parseller önceki kentsel dönüşüm sürecinde kamulaştırıldığı için bu karara dahil edilmedi. Acele kamulaştırma kararına dayanak olarak da 2012’de alınan ‘Riskli Alan’ kararı gösterildi.
Her ne kadar farklı eleştiriler getirilse de bu kararın alınmasının altında yatan sebebe etki eden iradenin “güvenlik endişesi” üzerinden oluştuğu da çoğu kez dillendirildi.
Yaklaşık üç yıldır yasaklı 6 mahallede yüze yakın tescilli yapının yıkılması bir yana, zarar gören tarihi yapılarda onarımların yapılması, Gazi, İzzetpaşa ve Melikahmet Caddelerinde hayata geçirilen sokak güzelleştirme/ihya projeleri ile çatışmaların izleri silinmeye çalışıldı/çalışılıyor.
Bu süre zarfında yapılanlara paralel olarak, ilçenin turizm zenginliği ve aktivitesini canlandırmaya yönelik kapsamlı çalışmalar da yapıldı.
Ancak ilçede arada geçen üç yılda çatışmanın merkezi durumundaki altı mahallede çalışmalar bitmiş değil ve yakın zamanda da bitmesi ihtimal olarak görünmüyor.
Bunda Ortadoğu özelinde yaşananların yarattığı etkiyle ülke içinde oluşan hassas siyasi süreç ve ağır ekonomik maliyetlerin de büyük etkisi var.
Kuşkusuz yapılanlar ve yapılmak istenenler, ciddi maliyetler ve ekonomik yük gerektiren çalışmalar. Ancak bazı küçük dokunuşlarla bunların bazılarını aşmak mümkün.
Turizmi canlandırmaya yönelik çalışmalarda bir çelişki olan ve ilçeye giriş çıkışlarda güvenlik endişesi sebebiyle kurulan kontrol noktalarının kaldırılması bunlardan biriydi.
Güvenlik noktalarının kaldırılmasına rağmen ilçeye giriş-çıkış yapılan alternatif yolların, güvenlik nedeniyle beton bariyerlerle kapalı tutulması ise bir handikap gibi duruyor ve çevre sakinlerinin yaşam standardını etkiliyor.
Bu yönde çalışmaların yapılması yönünde çevre sakinleri Valiliğe başvuruda bulunmasına rağmen bir sonuç alınmamış şimdiye kadar.
Küçük dokunuşlar, bazen büyük maliyetlerle gerçekleştirilen yatırımlar kadar etki yaratabiliyorken, bir kez daha düşünün derim…