Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak. Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL'den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak." dedi.
Öncesinde asgari ücretteki tarihi artış ve işveren üzerindeki yükü azaltmak için SGK’dan alınan vergilerin ve elektrikteki TRT payının kaldırılması da olumlu adımlardı.
Her ne kadar “Döviz kuru korumalı TL mevduatı sistemini” faizde gizli artış olarak değerlendirilse bile; Cumhurbaşkanının açıklamalarının ardından piyasalarda olumlu tepkiler geldi. Kısa bir zamanda 18 TL’yi zorlayan ve piyasayı tabiri caizse allak bullak eden dolarda bu kez ters yönde sert düşüşler yaşandı. Dün itibariyle serbest piyasada dolar 12,35 sınırına geldi.
Bu düşüş daha ne kadar sürecek bilmiyoruz? Umulan ve beklenen doların yılın başındaki 7-8 lira sınırına gelmesi.
Bu ne kadar mümkün, belli değil.
Zira düşüşe rağmen temel tüketim maddelerine yansıyan bir fiyatlama henüz yok.
Tek olumlu şey; akaryakıtta paketin açıklandığı günkü yapılacak zamların aynı gün için durdurulması oldu.
Fiyatlardaki düşüşün yüksek fiyatlarla yapılan alımlardan kaynaklı üretim olduğu ve bunların piyasada eritilmesinin ardından fiyatların düşeceği yönünde.
Vatandaşın ve üreticinin boğazını sıkan kısa zaman dilimindeki artışlar kuşkusuz doların düşüşüyle paralellik göstermeli.
Maalesef Türkiye piyasası bu yönde olumlu sinyaller veren bir piyasa değil.
Dolardaki artış kadar, “stokçuların” da fiyat artışlarındaki ahlaksız girişimleri tavan fiyatları görmemizde en büyük sebep.
Tam bu noktada hükümete düşen piyasadaki kontrol mekanizmasını hayata geçirmek.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “kurda belli bir rahatlama sağlandığını, kurdaki düşüşün fiyatlara yansımasında bakanlığın kendini göstereceğini” söylemesi umut verici.
Bu yönde bir geriye dönüş hayatın her alanında rahatlama sağlayacaktır. Zira “vatandaş günün sonunda cebindeki eksilme ve artışa bakıyor ve bu da maalesef seçimlerin en büyük belirleyicisi.