Şöyle bir laf vardır tasarruf harcarken başlamalı.
Biz de ise işleyiş tam tersi yöndedir.
Dışa bağımlılığımızın en büyük harcama kaleminden, enerjiden başlayalım işe.
Türkiye’de tüketilen elektrik enerjisinin sürekli olarak artıyor. 2019 yılı itibari ile kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı şu şekilde; Yüzde 31,4 hidrolik enerji, yüzde 29 doğalgaz, yüzde 22,4 kömür, yüzde 8,0 rüzgar, yüzde 6,0’ı güneş, yüzde 1,5’i jeotermal ve yüzde 1,7 ise diğer kaynaklar şeklinde.
Buna karşın Türkiye’de tüketilen elektriğin büyük bir çoğunluğu hala yurt dışından ithal ediliyor. 2019 Eylül ayı elektrik ihracatı 168 milyon 33 bin kilovatsaat. Her geçen gün ülkemizde elektrik üretimine yönelik yeni santrallar açılmasına karşın enerjide dışa bağımlılığımız devam ediyor. İthal edilen her bir kilovatsaat elektrik, hem doğayı hem de ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor.
Ülke ekonomisinin cari açığa olan etkisini azaltmanın tek yolu temiz ve yerli enerji üretimi. Ülkemiz pek çok doğal enerji kaynağı açısından dünya sıralamasında ilk 5 ülke arasında yer almasına rağmen bunu değerlendirmede geriden geliyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin her geçen yıl etkisini daha da hissettirdiği bir dönemde; doğaya uyumlu temiz ve yenilenebilir enerji üretiminde bir türlü istenilen seviyelere çıkmadığımız gibi dalgalı döviz kurlarıyla dışa bağımlı enerji ceplerimize yansıyor.
Doğal olarak ise ortaya çıkan karbon emisyonları, aşırı hava olaylarının şiddetlenmesine ve her geçen gün doğal enerji kaynaklarının daha da azalmasına neden oluyor.
Karbon emisyonunu artıran fosil yakıtlardan enerji üretimi yerine temiz enerji üretiminin artırılması ve desteklenmesi neden bu kadar geciyor diye sormaktan kendimizi alamıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş, jeotermal ve rüzgar enerjisi, aynı zamanda ülkemizin cari açığının kapanmasına sebep olacakken neden bu yöntemlerde ısrar ediyoruz?
Hadi dışa bağımlıyız; bari enerjiyi dengeli kullanalım o da yok.
Habire yerine koymaya zorlandığımız bir açlıkla tüketiyoruz.
Sokak, park ve cadde aydınlatmalarındaki aşırılık birçoğunuzun dikkatini çekmiştir.
Artık geceler bile gündüz.
Sanat Sokağı’nın aydınlatmasındaki abartıyı kentteki birçok yerde görmeniz mümkün.
Hangi kurumca ödenirse ödensin parası bizim cebimizden vergimizden çıkıyor.
Enerjide bu kadar dışa bağımlıyken bu israfın nedeni ne?