George Orwell, 8 Şubat 1946’da Tribune’de yazdığı “Kitaplar ve Sigaralar” başlıklı yazısında, savaş sonrası İngiltere’de okuryazarlık ve kitaplara harcanan para bağlamında bir eleştiri getiriyordu. Makaleyi şöyle sonlandırmıştı: “…Neredeyse yüzde yüzü okuryazar olan ortalama insanın sigaraya, bir Hint köylüsünün tüm geçimi için sahip olduğundan daha fazla para harcaması bir ülke için gurur duyulası bir tablo değil. Kitap tüketimimiz bu kadar düşük olmaya devam ederse en azından bunun nedeninin kitapların satın ve ödünç alındığında çok pahalı olmasında değil okumanın köpeklere, sinemaya veya pub’a gitmekten daha az heyecan verici olmasında yattığını itiraf edelim.”
Orwell’den çok önce, Kıbrıs’ta Hıristiyan bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, ardından Osmanlı tarafından devşirilip Akhisar’a yerleştirilen Ahmed er-Rûmî el-Akhisârî’nin kaleme aldığı “Risâletü’dDuhâniye”; “Tütün içmek haram mıdır?” sorusuna, şeriata ve âlimlerin yorumlarına dayanan cevaplar üzerine kuruluydu: “Anadolu püriteni” olarak nam salan Akhisârî, gerekli gereksiz birçok tartışmaya girerek ününe ün katarken Osmanlı kentlerinde sokakları kaplayan tütün dumanına karşı yazdığı risaleyle çöküşe geçen imparatorluğu on yedinci yüzyılda kurtarmaya soyunanlarla beraber saf tutmuştu. Tütünü, Osmanlı topraklarına giren “bir bela” olarak gören Akhisârî, yetkililerden çok yetkili kesilip devlet görevlilerini yeterli tedbir almamakla ve şeriata uymamakla suçluyordu.
Tütünün alışkanlığa dönüşmesi, bir tüttürme pazarının oluşmasını sağlayınca daha ufak ve kullanışlı tüketim araçları bir zorunluluk hâline geliyor. Alıcısı hazır olan bu pazar, üreticinin kuşkularını çabucak giderirken küçülen sigar, seçkinler katından halkın arasına karışıyor. Yakın geçmişe kadar züppelik göstergesi sayılan tüttürme, halk arasında hızla yayılan bir alışkanlık oluveriyor: “Tütün, dar gelirli bir halk kitlesi tarafından sigaraya dönüştürülür ve sokaklarda, tıpkı yüz yıl önce Sevilla’da olduğu gibi yeni bir meslek peyda olur: İzmarit toplayıcılığı.” Derken ilk endüstriyel sigara, devlet gözetiminde Fransa’da üretilir. (Ali Bulunmaz- www.kulturservisi.com)
Evet, bilinen birçok zararıyla ve yasaklamalara rağmen; Avrupa’da yaklaşık500, coğrafyamızda ise yaklaşık 400 yıldır kesintisiz olarak hayatımıza bir şekilde giren tütün, tüm dünyada ve ülkemizde kısa sürede önemli bir ticari mal haline gelip, devletlerin en önemli gelir kaynaklarından biri olmuş durumda.Bitti