Mısır’ın ünlü mumyası, İÖ 1300’den kalma 2. Ramses 1979’da Paris’te bilim adamlarınca incelendiğinde bağırsaklarında kıyılmış tütün yaprakları da bulundu. Eski Mısır’da tütün içilmediği bilinse de, bu buluş tütün bitkisinin varlığını kanıtlıyordu.
Ama tütünü ilk tüttürenler Kızılderililerdi ve beyazların ilk kez Amerika’da karşılaştıkları koka gibi, törensellik atfettikleri bu bitkinin esiri değillerdi.
1492 yılı Kasım ayında Küba’ya yaklaşan KristofKolomb’un gemisinde RodrigoYerez adlı bir İspanyol Yahudi’si de vardı. İspanya’da Yahudilerin sürgün edildiği bu yılda Rodrigo gemiye İbranice, Arapça, Keldanice bildiği için alınmıştı, çünkü ada halkından bu kadim dillerden hiç olmazsa birini bilenin çıkacağı umuluyordu. Yerez yurduna döndüğünde ağzından burnundan duman çıkıyordu. İlk tütün tiryakisi beyaz adam, içine şeytan girdiği suçlamasıyla hapsedildi ve tütün tanınana kadar hapiste kaldı.
Tütün bilimsel adı “Nicotianatabacum”untabacum kısmını Orta Amerika Tabago adası ya da Yukatan’ın tütün bölgeleri Tabaco ve Tabasco’dan almıştır. Nicotiana ise Fransa’nın Portekiz elçisi Jean Nicot’nun (1530-1600) adından gelir; tütünü 1560’larda Fransa’ya getiren odur.
Tütün önce süs bitkisi olarak bahçelere ekildi, sonra öksürük, astım, baş ağrısı, kusma, aybaşı ağrılarına iyi geldiği iddia edildi. Doktorlar tütün yetiştiriyordu, hatta Vatikan’ın bahçesine de dikilmişti.
Kısa sürede yayıldı ve pahalıydı. Zengin gençler için pipo içmek, dans etmek, ata binmek, kâğıt oynamak gibi bilinmesi gereken meziyetlerden biri olmuştu.
1605 yılında Oxford Üniversitesi’nde kralın da katıldığı felsefi bir toplantı düzenlendi. Kral’ın kendisi de söz aldı ve tütünün medeni ülkelerde bulunmadığını, barbarlara özgü olduğunu savundu. Üniversite profesörlerinden Doktor Cheynell ise ağzında piposuyla kürsüye çıkarak, kahkahalar arasında tütünün yararlarını anlattı.
1619’da tütün ekimi yasaklandı. Bu uzun sürmedi. 1625’de yeni kral ithal tütünden vergi alma yolunu seçti. 1643’de tütün tekeli ihaleye çıkarılarak ekimi serbest bırakıldı ve vergiler arttırıldı.
Anadolu’ya gelişi
Tütünü Osmanlı topraklarına 16. yüzyılın son yıllarında Cenevizli tüccarlar getirdi. Garip gelse de, Cenevizliler tütünü birtakım hastalıkların tedavisinde kullanılan bir çeşit ilaç olarak tanıtmışlardı. Böylece kısa sürede, sözde sağlıklı kalmak isteyen herkes içmeye başladı. Üreticiliğe geçiş de fazla uzun sürmedi. Osmanlı topraklarında tütün tarımı başladı. Anadolu toprağına çok iyi uyum sağlayınca da uluslararası pazarlarda en çok aranan tütün türlerinden biri oluverdi. ( Devam Edecek