2023 yılında çetin bir imtihanla topyekun sınandığımız 6 şubat depreminin etkisi hala devam eden günlerin ardından gelen Ramazan ayının 6. gününden selamlar… Karanlık ve tozlu bir bahar gününde yağan temizleyen, arındıran, ferahlatan bir yağmur gibi bu seneki Ramazan… Ramazan sözcüğünün etimolojisinde “ramadi” kökünün anlamı tam da yaşadıklarımızı tarif eder gibi; “Yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur.” Yaşadığımız imtihanın ardından sorguladığımız varlık amacımız, akıbetimiz, vazifelerimiz, edebimiz ve ahlakımıza dair kaybolmuş, ümitsizliğe kapılmış, enkazda kalmışken uzanan el, tozu toprağı alıp götüren rüzgar, Rabbimize giden yollar açan merhametle kucaklayan anne şefkatinde bu Ramazan...
“Hani Rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size (nimetimi) daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.” İbrahim Suresi’ndeki bu ayetin belirttiği üzere Rabbimizin üzerimizdeki nimetlerini hatırda tutmalı, nimetin faniliğini iliklerimize kadar hissediyorken bu günlerde daha çok şükretmeliyiz. Hâlâ dünya arzında nefes alıyor, bir çatı altında toplanıyor, sahuru, iftarı, ibadetleriyle Ramazan günlerini geçirebiliyorsak; sahip olduklarımızın kıymetini, tamamının emanet olduğunu unutmamalı, yokluğun verdiği acıyı ve pişmanlığı daha yaşamadan Rabbimize yakarmalı, çokça şükretmeliyiz.
Bir musibete maruz kaldığımızda ilk sözümüz “inna lillah ve inna ileyhi raciun” olmalıdır. (Bakara 156) “Kuşkusuz biz Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.” Hazreti Peygamber (s.a.s) Efendimiz bu âyette tavsiye edilene şu dua cümlelerini de eklememizi böylece hayırlı sonuçlara erişeceğimizi haber verir: “Allah’ım bana isabet eden bu musibet karşılığında ecrimi sen ver ve kaybettiğimin yerine daha hayırlısını ihsan et.” Yüce Rabbimiz’e giden en güzel yol duadır. Önce bolca şükür etmeli, sonra sabr-ı cemîl ile tevekkül etmeli ve ahirinde mağfiretimiz ve bize merhameti için O’na sığınılmalıdır.
Mutasavvıf şair Aziz Mahmud Hüdayî der ki:
“Alan Sensin veren Sensin kılan Sen
Ne verdinse odur dahi nemiz var.”
Bir saniyesine dahi hükmedemediğimiz dünya hayatımızda şimdi tefekkür zamanı. Heva ve heveslerin adeta ilahlaştırıldığı asrımızda depremle derin bir uykudan uyanmışken bir de Ramazan ayının rahmeti yağarken üzerimize Kuran-ı Kerim'in basiretimizi açtığı kendimizle yüzleştiğimiz lütûf ve ikramlarıyla dolup taştığımız bir ay olmasını diliyoruz Rabbimizden.
Hz. Ali’ye sormuşlar: “Ya Ali, başımıza gelen bu musibetler bize imtihan mıdır yoksa Allah bizi cezalandırıyor mu?” Hz. Ali cevap buyurmuş: “Musibet sizi Allah’a yaklaştırıyorsa imtihan, uzaklaştırıyorsa cezadır.”
Bu hissiyat içinde gönlümüz mahzun, gözümüz yaşlı olsa da dilimiz Rabbimizin razı olmayacağı isyan cümlelerinden uzak olsun. Haddimizi aşmaktan, çok bilmiş cümleler kurmaktan, yeni imtihanlara maruz kalmaktan Rabbimize sığınıyoruz. Rahmet ayı Ramazan ile yeniden doğrulup, sağlam bir iman, dipdiri bir gönül, hikmete açık bir nazar ile dirilmek nasib olsun. Tevekkül ve teslimiyetle hayat enerjisi kazanıp, sabır ve sebatla bulunduğumuz zamanın ve mekânın değerini bilerek bu Ramazan ayında salih amellerle çoğalıp manevi sağlığımıza kavuştuğumuz günlerimize ulaşmak duasıyla...