Pandemi ve eleştirilen tarım politikaları ve savaşın arapsaçına çevirdiği ekonomik belirsizliğe bir darbe de kuraklıktan geldi.
Geçen yıl muzdarip olduğumuz sorun bu yıl yine kapımızda. Bölgedeki binlerce çiftçinin umudu Nisan yağmurlarının gelmemesi, çiftçileri olduğu kadar vatandaşları da karar kara düşündürüyor.
TÜİK’in Şubat ayında yayınladığı ve son beş yılı kapsayan verilerine göre, Diyarbakır’da tarım alanlarında buğday ekim alanı 440 bin 315 dekar artarken yüzde 50’den fazla rekolte kaybı yaşandı.
2020 ve 2022’yi kapsan son iki yıla baktığımızda durumun ne kadar vahim olduğunu anlamak mümkün. Aynı verilere göre, kuru tarım alanlarında rekoltede 2020’ye göre yüzde 50’den fazla kayıp yaşandı.
Şöyle ki; 2020 yılında 2 milyon 706 bin 772 dekar alanda yapılan buğday üretiminde 1 milyon 7 bin 508 ton buğday hasat edildi. 2021 yılında ise Aynı verilere göre, kuru tarım alanlarında rekoltede 2020’ye göre yüzde 50’den fazla kayıp yaşandı. Diyarbakır’daki buğday ekim alanı 2 milyon 809 bin 810 dekar olurken, hasat edilen buğday miktarı ise 578 bin 274 ton oldu.
Yani, ekim alanı artarken rekolte düşmüş.
Bunun sebebi de kuraklık!
Verilerle tespiti yapılan bu doğal tehlike için neden bir tedbir alınmaz anlamak mümkün değil.
Kuraklık, insanlığı tehdit ediyor. Küresel ısınmadan tarımsal kullanıma, iklim değişikliğinden doğal alanların yok edilmesine kadar su kaynaklarını yok eden birçok sebep var! Uzmanlar, çeşitli araştırma sonuçlarına göre sürekli uyarılar yapıyor; kuraklık tehdidine karşı acilen önlem alınması gerektiğini vurguluyorlar.
Uzmanlar, kuraklığı meteorolojik bir afet olarak yorumlarken, kuraklık, doğal sebepler, okyanus ve kara sıcaklıklarının dalgalanması, değişken hava durumu, toprak neminin azalması, su kullanımından sera gazı emisyonlarına kadar insan kaynaklı nedenler, küresel ısınma, artan su talebi, ormanların yok edilmesi, endüstriyel sebeplerle ortaya çıkan topraktaki deformasyon gibi sebeplere bağlıyor.
Peki, kuraklığa karşı alınabilecek en etkili tedbirler nelerdir?
Tam da burada tarım uzmanlarına kulak verelim: Ancak iklim değişikliğine sebebiyet veren aktiviteleri sınırlayarak, su israfını azaltarak ve suyu daha verimli kullanarak gelecekteki kuru dönemlere hazırlanabilir ve hatta belki de dizginleyebiliriz.
Uzmanların önerilerine göre kuraklığa karşı alınabilecek tedbirler şunlar;
* Su kaynaklarında sürdürülebilirlik için doğal çevre, yeşil alanlar ve ormanlık alanlar korunmalı.
* Boş arazilerde ağaçlandırma yapılmalı; doğal yeşil alanlar genişletilmeli.
* Sulama ve endüstri sektörlerinde su tasarrufu için yenilikçi yöntemler ve cihazlar kullanılmalı.
* Bakın bu madde çok önemli; Su tüketimi yoğun olan sektörlerde kullanılan suyun tekrar kullanılması için geri dönüştürülebilir sistemler kullanılmalı.
* İnsanların alacağı bireysel tedbirler artırılmalı; bu konuda kamu spotları gibi duyuru araçları ile bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı.
* Kuraklığın şiddetine göre su kaynakları yönetim planları ortaya çıkarılmalı.
* Kuraklık dikkatle izlenmeli ve alınan tedbirlerin etkileri takip edilmeli.