Diyarbakır’da siyasi partilerin temsilcileri, kent hassasiyetleri noktasında bir araya gelerek; sorunları, yanlışları, doğruları tartışıyor kaç aydır.
Güzel bir oluşum; kimler var?
CHP, Saadet Partisi, DEVA, HÜDAPAR; Gelecek Partisi bir de yanılmıyorsam İYİ Parti var.
Kimler yok yazmayacağım, zaten belli. Bir tek HDP’nin olmaması dikkatimi çekiyor. Olmalı mı? Her şeye rağmen olmalı.
Neyse sadede gelelim.
Geçen ayki toplantıya Saadet Partisi ev sahipliğinde; Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) katıldı.
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, bir sonraki toplantıya diğer partilerin de katılması için ziyaret edip davet götüreceklerini belirterek, “Toplantıda alınan karar gereği; Ötekileştirici, ayrımcı, insanların birlik ve beraberlik duygularını erozyona uğratan siyasi üslubun terk edilmesi ve yaşanan ekonomik tahribatın neticesinde faturalarını ödeyemeyen insanımızın elektrik ve doğalgazının kesilmemesi için 6 Aralık Pazartesi günün Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde Saat 11.00’da ortak basın açıklaması yapılacak” dedi.
Peki iktidar partsinin il başkanı ne dedi buna; “Kimler kimlerle beraber CHP, HÜDAPAR vs, vs,vs” Bu paylaşım haklı olarak tepki gördü ve il başkanının kendisini arayarak özür dilediğini açıkladı HÜDAPAR İl Başkanı ve ekledi; “Tüm katılımcılardan özür dilemeli”
Tepkiler ardından il başkanı paylaşımını sildi.
Önceki gün de toplantıda alınan karar gereği ve Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan açıklamada, şiddettin önüne geçilmesi gerektiği belirtilerek, “Ötekileştirici, ayrımcı, insanların birlik ve beraberlik duygularını erozyona uğratan, halkı kin ve nefrete yöneltme üslubu mutlaka terk edilmesi gerektiğini her platformda ve toplantıda dile getirmeye devam ediyoruz” denildi.
Ve devamında genelde ülkenin özelde kentin sorunlarına vurgu yapılarak, “Elektrik, su ve doğalgaz kesintilerinin yaşanmaması gerektiği vurgulanarak; “Elektrik faturalarının yüklü gelmesinin nedeni ilgili kuruluşça hala açıklığa kavuşturulmamıştır. Ekonomik durgunluğun ve TL’nin sürekli değer kaybı ile artan zam furyası, muhtemelen faturalara da yansıyacaktır. Esnaf ve vatandaşın iş ve aş peşinde olduğu, ayakta durmaya zorlandığı ortamda faturasını ödeyemeyenlerin elektriğinin ve doğal gazının kesilmemesi, icralık durumların yaşanmaması talebimizdir. Kaçak elektrik kullanımı bahane edilerek, birçok vatandaşın mağdur edildiği hepimizin bilgisi dâhilindedir” denildi.
Bunların ve daha fazlasının altına kim imza atmaz ki?
Ancak gelin görün ki; tabisi olduğu iktidarın bekasını, halkın bekasını hiçe sayarak günün sonunda konuştuğu kelam ve pratiklerle; halktan ne kadar uzakta olduğunu adeta deklare ederek , insan olarak da kendini zor durumda bırakıyor.
Velhasıl kelam; üstten alta sirayet eden bir anlayışla aslında ülke bekasından çok yanında hizalandıklarıyla kendi kişisel bekalarının savaşını verdikleri ne kadar da açık görülüyor değil mi?