Bir sermayem vardı, bir hazinem ve senle başlamıştı ikrar ve beraberliğin ilk adımları, toz kondurmadığım benliğim senle güvencede, senle daha rahat yaşamda.
Bal damlayan dilin tatlı ve yılanı deliğinden çıkarırdı, kötü sözü sanat edinmiş ortamda başlatırdı doğru zamanların akıntısını
İcra ederdi bir sanat gibi bir nakış gibi işlerdi yaşama ve öyle ses çıkarırdı, sözü şiir, şarkı olurdu şafaklarını kaybetmişlerin deryasında
Güzel söz allahutealanın kelamıdır
Sözün güzelliği üretir kısır ortamda bahar coşkusunu
Ve sözü kırarsanız; bir dünyayı kırmış olursunuz.
Söze inancı kaldırırsanız yaşamı daraltırsınız, söze inanma inancını ortadan kaldırırsanız, insan olma öznesi daralır
Artık insan ilişkileri arasında yapaylık baş gösterir ve hiç kimse hiçbir şeye inanmaz, her zaman acaba sorusu havada bir bayrak gibi sallanır.
Sistemler kendini uzun vadede ayakta tutamaz ve insanların sisteme yaklaşımları hep çıkarcı ve yapay olur
Keşmekeş ortamlar üretilir ve kıbleler çoğalır, insan kendi öznesini kaybettiğinden sahte tanrılar çoğalmış olur,
Görüntüde tek tanrı olmasına karşın sözünden çıkamadığın insanlar yani tanrılar çoğalmıştır
Oysa insanlık bin yıllar öncesi çok tanrılı dinler döneminin geri ve yaşanılmaz bir ortam olduğuna karar verip semavi dinler dönemine geçmiştir.
İstem ile geçilen ve gönülden çalışanı olduğundandır ki bu kadar zaman yaşamaya devam etmiştir.
Bir işi canı gönülden yapma ile zoraki yapma arasındaki fark uygulamada daha fazla kendini gösterir, her adımında kendinizden bir parça bulursunuz, her adımında daha da güçlenilen inanç gelişmiştir zorakide ise; istenilen hizmet şabloncu mantaliteyle yürütülür,
Ne isteniyor ise o yapılır, insani yorum, insani çözüm, insani sıcaklık bulunmaz ve sistem dediğim dedik, öttüğüm düdüktür misaliyle hareket eder.
Hiç kimseyi dikkate almaz, kendi dediğinde ısrar eder
Sistemlerin yaşaması veya devam etmesi; icradaki memnuniyet ve memnuniyetsizliklerden çıkarabilir.
Sistemlerin bin yıllar ayakta durması böyle olmuştur, yani insani özneyi önde tutan daha fazla yaşamış oldu,
İnsanı karşısına alan sistemler; güvenilmez görülmüş, saman alevi gibi parlamaları ve erime sürecide de aynı hızda olmuştur.
Aynı yorum insan ilişkileri içinde söylenilebilir; nedeni de insanlar bir yalan söylediğinde iki yalan söylediğinde ve bu yalanlar insanın bir parçası gibi her ilişkide kendine yer bulur veya yama olabilir ise
O insan güvenilmez olur
O insan yalancı olur
O insan ehemmiyetini kaybettiği için kimse emanet veya şahitlikte onu kullanmaz
Eskiler bir söz verdimi kelleleri gitse dahi sözlerinden dönmezlerdi, hatta üç şahit insanı idama götürürdü
İnsan ilişkileri verdiği sözler üzerine kurulu olurlardı ve insan sözünden şüphe edilmezdi, ne gördüyse, ne söylenmiş ise o söylenirdi, herhangi bir katkı veya kendince yorum olmazdı, hele hele vicdansızlık hiç olmazdı. Devam Edecek