Mesut Fiğançiçek
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler ve Suriye’ye endekslenen beka söyleminin gölgesine sığmayan bir hayat pahalılığı ve yaşamını idame edememe sorunu var artık insanların.
Alım gücünün düştüğü ve hayat pahalılığının tavan yaptığı bugünlerde birçok insanın derdi seçimler ve ülke siyaseti değil…
Yaşam şartları ortalamanın altında olan insanların sayısı gittikçe artıyor ve birçok insan çevresinde olup bitenlere bakamadan kendi meseleleriyle ilgilenerek yaşamalarını idame etmeye çalışıyorlar.
…
Sosyal medyada yardım gruplarının paylaşımları dikkatimi çekti. Bunlardan en iç acıtanı saydığım paylaşımı yapan kişiyle “ne yapabilirim?” diye irtibata geçtim.
Yukarıdaki satırları bana yazdıran ruh hali deo irtibat sonrası oluştu desem yanlış olmaz.
Şöyle anlatıyor: Biz ortalamanın altında yaşıyoruz. Ama onları, yani yardım için evlerine gittiğimiz insanları görünce allak bullak oldum. İçlerinden en çok da çocukların durumu beni üzdü.
Düşünün yatacak doğru dürüst bir yatakları yok, oda soğuk, çocuklar çıplak ayakla dolaşıyor evin halı/kilim olmayan çıplak zemininde.
Ve doğru dürüst yiyecekleri de yok. Kahvaltı, yemek, çay, yağ, zahire onlar için lüks!
Çoğunluğu babaları tarafından terk edilmiş aileler.
Birçoğu illegal işlere bulaştığı için cezaevinde olan insanların aileleri bunlar. Kimileri ise eşini ve çocuklarını terk etmiş, haber alınmayan kişiler.
Ortalamanın çok altında dibe vurmuş hayatlar…
Yardım alan da var almayan da.
Aylık 600 TL civarı yardımlardan söz ediliyor.
Kira, elektrik ve su…
Sadece üç kaleme bile yetmiyor bu para…
Evlere temizliğe giden bir kadın eşi için, “Çalışacağı bir iş yok ki çalışsın” diyor.
Kendi yoksulluğu ve yaşlılığı yetmezmiş gibi torunlarına bakan yaşlı bir kadın ise, “Anne de baba da ortalıkta yok. Biri cezaevinde diğeri ise kaçıp gitti. Nerede bilmiyorum. (henüz okul çağına gelmemiş biri kız biri erkek çocukları gösterip) Ben ölsem bunlara ne olacak?” diye soruyor.
…
Yardım grubunda yer alanların hiç biri ortalamanın üstündedeğil, altında bile sayılırlar…
Asgari ücretle çalışan da var, öğrenci de… Tabiri caizse dişinden tırnağından artırdıkları bazen de hayırseverlerden topladıklarını üstüne koyarak yapıyorlar bu yardımları.
Pırıl pırıl gençler…
Bu gençleri görünce; siyasete kilitlendiğimiz günlerde aklımın koyu gölgesinde kalan yoksulluğun acı izlerini nasıl göremediğime hayıflanıp kendimi ayıpladım.
Ve hiç biri de siyasete dair bir kelam etmiyor bu gençlerin.
…
Uyuşturucu, hırsızlık ve fuhuş almış başını ve toplum içten içe çürüyor.
Önümüzdeki ekranlarda akan görüntüler.
Dizi filmlerdeki yalan hayatlarda entrikalara, yarışma ve hafiye programlarına kilitlenmiş bir toplum…
Sürek avı bu olsa gerek!
Avcıların heyheyi ile ürkerek ve onların istediği yere kaçan avlar gibiyiz her birimiz ve hepimiz.
Ve bu acı tablo artık devlet yardımları ve inisiyatif alan bu türden yardım gruplarının çabalarıyla yamanacak durumdan çıkmış halde.
Ekonomi adına radikal ciddi kararlar alınmadığı sürece hepimiz aynı yere gidiyoruz bu heyheylerle. Uçurumun kenarına…