Gecenin sessizliğinde seni soran benim
Yıldızlar şahit, ay ışığını hayra yoran benim
Sussuz memlekete yağmur boran benim
Bugünü görmeyen sabık olan sensin
Kelimeleri cümleye emanet paragraf benim
İşlenmemiş gönüle değer veren sarraf benim
Her söze inanıp kandırılan cahil, saf benim
Duyupta anlamayan uyanık olan sensin
Ağlayan gözlerini hasretle özlemle silen benim
Her gidişinde arkandan inatla gülen benim
İçinden geçeni senden daha iyi bilen benim
Kendinden kaçan korkuya yanık olan sensin
Rüzi mahşerde şikayetçi olacak olan benim
Hakkımı bırakmadan hepsini alacak olan benim
Herkes gittiğinde yanında kalacak olan benim
Sende git diye yalvaran, batık olan sensin
Nefesini içine çekip gözlerini yuman benim
Yaktığın ateşte savrulan siyah duman benim
İyilikleri denize atan gizli koruman benim
Yüzünü çevirip kaçan, balık olan sensin
Mahkemeyi Kübra da müsterih olan benim
Ellerde sallanan boncuklu tesbih olan benim
Şiirlere seni döken Mehmet Sebih olan benim
Yüzünü saklayan suçlu, sanık olan sensin
...
Mehmet Sebih ALTUN
msebihaltun@gmail.com