■ Evden çalışılabilen işlerle fiilen dışarıda icra edilmesi gereken meslekler arasındaki ayrım artıyor. Eve siparişle gelen market alışverişi, uzaktan eğitim, paketle yiyecek servisi, “streaming” tabir edilen kesintisiz video, müzik akışı gibi iş kolları bu süreçten avantajlı çıkacak. Bu hizmetlerin hiçbiri yeni olmamakla birlikte, insanların alışkanlıkları ve tercihleri değişecek. Yavaşça yaygınlaşan eğilimler hız kazanacak. Örneğin sebze meyveyi görerek, hatta seçerek alan insanlar İnternet üzerinden ısmarlamaya başlayacak.
■“Fikir işçileri” olarak da adlandırılan finans uzmanları ve muhasebeciler, bilgi teknolojisi personeli, şirket yöneticileri, eğitim çalışanları bu süreçten fazla etkilenmeyecekler. ABD’de yapılan çalışmalar bu meslek mensuplarının ortalama gelirlerinin diğer çalışanlara göre daha yüksek olduğunu göstermiş. Muhtemelen Türkiye’de de benzer bir sonuç çıkar.
Buna karşın düşük gelirli işler olan temizlik işçileri, güvenlik personeli, market zincirlerinde çalışanlar, kuryeler işlerini yapmaya devam edecekler, ancak daha fazla virüs riskine muhatap olacaklar. Bu son varsayım böyle zor koşullarda özveriyle görevlerini yerine getiren sağlık çalışanları için de fazlasıyla geçerli. Berberler, tesisatçılar, lostra salonları gibi bazı hizmet sektörleri geçici de olsa devre dışı kalacak. Belki de alışkanlıkların değişmesiyle eski iş hacimlerini bir daha yakalayamayacaklar.
■ Küresel tedarik zincirleri olarak adlandırılan üretimin farklı aşamalarının farklı coğrafyalarda gerçekleştirilmesi modelinde bazı sadeleşmeler görülecek. Sevkiyatın aksaması, zincirin bir halkasının kopması olasılığı göz önüne alınmadan yapılan tasarımlar gözden geçirilecek. Minimum stok tutmaya dayalı tam zamanında (just-in-time) uygulamalar da tekrar düşünülecek.
■İmalat sanayinde üretimin devam etmesi halinde dip dibe çalışan, hizmet sektörünün tersine işyerinin fiziksel tasarımının esnekliği bulunmayan işçiler ağır riske maruz kalacak. Bu işlerde evden çalışma da olanaksız. Aynı varsayım inşaat işçileri için de geçerli. Hem işkolları uzaktan çalışmaya uygun değil, hem de salgın sonrasında ekonomik durgunluk koşullarında bu sektörün ivme kazanması kolay olmayacak.
■“Dijital uçurum” diye adlandırılan; bazıülkelerin, o ülkelerde başta kırsal kesimler bazı bölgelerin, sınıfsal anlamda da bazı kesimlerin internet, bilgisayar donanımlarından uzak olmasının ve/veya teknolojiye hakimiyetlerindeki yetersizliğin etkileri bu süreçte daha belirgin hale gelecek. İşini büyük ölçüde evinde sürdürebilen, bilgi ve enformasyona kolayca erişenlerle hayattan ve üretim süreçlerinden yalıtılmaya mahkum edilenler arasındaki makas açılacak.
■İşyerlerinde insanın yerine robotları, drone adı verilen insansız hava araçlarını ikame etme uygulamaları yaygınlaşacak. Salgını fırsat bilen şirketler, daha az işçiyle faaliyetlerini sürdürmek için bu süreci teknolojik dönüşüm için fırsata dönüştürmeye çalışacaklar. Devam Edecek