Bunları sorarken, başlıyor ağlamaya, iç çekiyor yardım istiyor. Çantayı tutmakta dahi acizleşen sol eli orada öyle vücudundan ayrı dururken sigara olan sol elini uzatarak, hiç tanımadığı bir adamdan yardım istiyor son bir sesle.
Dükkan sahibi, anlıyor da bir tepki vermiyor gibi, kendi de aynı dertten müzdarip gibi anlıyor ama bir tepki veremiyor, göz teması kuruyor, yutkunuyor, iki elini yana salmış çaresiz bakıyor…
O sıra devam ediyor adam:
Neden beni bu halimle kabul edip aralarına almıyorlar, neden beni sevmeleri için sürekli inanmadığım halde onların ilgisini çekip onlarla konuşmak zorundayım, neden evim olma zorunda, neden onların arasında bencil olmak durumundayım, neden var olmak için rekabet etmek zorundayım? Lütfen bana yardım et, bana hayatta yaşamanın sırrını söyle. Biliyorsan eğer bana o yolu göster.
Lütfen, ben artık yalnız yaşamak istemiyorum. Bana hayatta yaşayabilmem için güç ver. Ben neden hayatta yaşamayı beceremiyorum, lütfen bana yardım et…
Bu son sözleri söylerken ağlıyordur artık, vücudunu yasladığı tezgaha doğru düşer gibi olur am toparlar kendini ya da toparlanmaya mecbur hisseder kendini ve “Özür dilerim, ben bağışlayın, kendi derdimle sizi üzdüm, özür dilerim, özür dilerim” der ve dükkandan ayrılır.
Dükkan sahibi, şaşkın, üzgün, ne olduğunu anlamaya çalışmanın, belki de anlatılanları kavrayamamanın telaşıyla, merakla ama olduğu yerden bir adım kımıldamadan, hafifçe kapıya doğru arkasından bakar adamın.
…
Yukarıdaki diyaloglar Yapımcı, Yönetmen ve Senaristinin Cemal Şan’ın olduğu 2009 yapımı Ruh-Akıl-Kalp üçlemesinin son filmi olan Ali'nin 8 Günü filminde bir sahneye sığanlar.
Üçlemenin diğer filmleri ise ‘Zeynep'in Sekiz Günü’ (2007) ve ‘Dilber'in Sekiz Günü’ (2008)
…
Sonrası mı?
Çalışmak hem de sürekli çalışmak; kazandığını dayatılanlara harcamak üzerine kurulu sıkıcı kent yaşamı ve o yaşamda dayatılanların bir bütün olarak kişisel-toplumsal kimlik sorgulamasına bile zaman bırakmayan hızlı tüketilen zaman içinde biçilen rollerdeki çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı insanları bekleyen tabi ki acı son var…
Film Hakkında
Filmde, kendi halinde bir yaşam süren Ali’nin geçirdiği sekiz gün konu edilir. Ali, yaşadığı mahallede bakkal dükkânı işletmektedir. Müşterileri ve kiracılarından başka kimsesinin olmadığı bir yaşam sürer. Tekdüze hayatı mahalleye Zeynep adlı öğretmenin taşınmasıyla değişir. Zeynep’e ilk gördüğü andan itibaren âşık olur. Zeynep’in hayatında olabilmek için türlü yollara başvurur. Zeynep işe bir başkasını sevmektedir. Âşık olduğu adam onunla birlikte olmayı istemez. Peşinden çaresizce sürüklendikleri aşkları, ikiliyi hiç istemeyecekleri bir sona doğru götürecektir. (Hüseyincan Eryılmaz) Bitti