Kendi bildiğinden o kadar eminsin sanki dünyada başka düşünce yokmuş gibi davranıyorsun ve insanların konuşmalarını esen rüzgâra ağaçların yaprak sesleri olarak algılıyorsun
Bir tek senin dediğin ve senin bildiğin kimin neyine yeter ve kimin derdine çare olabileceğini kaç sefer düşündün veya düşündüklerin kimin derdine çareydi?
Senin bu kadar şey biliyor olman bildiklerinin doğru olduğu anlamına mı geliyor? Senden çıkan sesler bilgi miydi veya bu sefer bizim bilmediğimiz bir dil ama doğanın bildikleri olmasın?
Her şey konusunda fikir sahibi gibisin ama bu fikirlerin bilgi kaynağı nerede ve nasıl kaynaklar bunlar diye düşündüğümüzde tam da sen akla geliyor, çünkü fikir bilgi değildir, kısa öz not olabilir ama içerik bilgi olabilir
Sen bu gün aklını kullanmazsan ve birileri senin aklını başına getirecek hamlelerde bulunup elektro şok tarzında kendine gelecek hamlelerden mahrum kalırsan yok olursun
Peki! Bu yanlış bilgini dayatmaktan ve tek doğru bilgi seninmiş gibi davranmaktan ne zaman vazgeçip hem kendini hem bizleri rahatlatacaksın
Fikir yürüttüğün konuda dünyadaki bilgiden bihabersin ama durup bir dinlemeyi denesen ve var olan bilgiyle donansan başka bir sorunun olmayacak
Her fikir sahibi olan kişi bilgi sahibi değildir ama her bilgi sahibi olan kişi bildiği konuda fikir yürütebilir ve bunu dışarıya aktarıp herkesle paylaşabilir
Bilim sabit bir şey değildir ve her gelişmeden nasiplenen bilim kaynaklı bilgi durağan olmadığı için her an gelişip değişebilir ve değiştiği en son haliyle bilgi olur
İnsan konuşurken bilime bir şey eklendiğinde ve bilgiye eklenmediğinde, önceki bilgi son bilgiye göre dar ve eksik kalmış olur ve son bilgi görüldüğünde kabul olan düşünce, kabul gören düşünce konuşmalara son bilgiyi eklemek olur
Her şeyi bilmek mümkün müdür ki sen her şeyi biliyormuş gibi davranıyorsun sen önce kendini taşıyabileceğin kadar bilgiyle donan yeter, her şeyi bilip bilmediğini tartışmaya açarsan insanlar sana yardımcı olacağı gibi senin kendini görme şansın olur
Fikrin olabilir hatta zikrin bile olabilir ama bu fikir ve zikir temelsiz ve dayanaksız ise var olan gerçekliklerle örtüşmüyorsa burada durup bakmak gerek acaba gerçekten doğru muyum diye
Bilmediğini bilip kendi bildiğinde ısrarın, bilmediğini bilmeyenden daha zor durumdasın, bilmediğini bilmeyene anlat diyen Kofüçyüs bilmediğini bilenden kaçmamızı salık veriyor
Bir tek kendi bilgisine önem veren ama toplumdaki her şeye katılıyormuş gibi davranıp ne kadar az bilgiye sahipsen o kadar az derde sahipmiş gibi davranma, bu dar teoremler insanı geliştirmez ve davranış değişikliğine yol açmaz ve seni dertlerden uzak tutamaz
“Her şeyi bilen siz bilgililer” zalimlerin en sevdiği kullar olduğunuzu ne zaman fark edersiniz ve daha ileri cahillikler sayesinde sebep olduğunuz zalimliklerin taht olduğunu ve devamlılık sağladığını ne zaman fark edersiniz? Sizin bir konuda fark edişiniz başladıysa bir sonraki adıma geçmiyorsa ona bakmakta fayda vardır, çünkü insanın kendi doğasındaki doğal gelişme ise toplum yardımıyla bir sonraki adıma davet vardır ama topluma zararda toplumsal kurallar engel olur tabiki
Kendine laf dokundurma konusundaki ukalalığınla bulaşmak bile insanı kirletebileceğini, insanın başına belalar sürebileceğini sana hangi dil ile anlatsam acaba
Kamili idrak edemeyip kendini dünyanın temeli sayan, üniversiteyi bitirip kendinden sonraki bilgisizin peşine takılan, değişmemekte direten, direttiğini başkasına dayatan kişi nereye gidiyorsun
Bu kadar özgüvenin geldiği cesaret cahil cesaretidir ve kendini değiştirmemek için dayattığın kadar öğrenmeye dayatsaydın değişimi gerçekleştirmiş olurdun
Cahillikte ısrar etmek istemiyorsan kendini sürekli elekten geçir, bilgini elekten geçir, kararlı davranıp değişimden korkma yoksa bu kadar cahillik ancak eğitimle elde edilir, elde tutulur lafı bedenine uyan bir elbise olur.