Normalleşme start verdi.
1 Mart itibarıyla şehirlerin kısıtlamaları ilgili donelerine bakılarak kısmen kaldırıldı. Halı sahalar, lokanta ve kafeler, restoranlar bu normalleşmenin ilk adımları. Normalleşecek illerdeki donelerin gerçek mi yoksa, gelen tepkileri azaltmak için, special hazırlanmış veriler mi, olduğunu bilmiyorum.
Fakat!
Esnafın isyan bayrağını indirdiğini, bu aralar insiyatif alıp, işletmelerini açacakları yönünde bir iki duyum almıştım. Normalleşme isabet mi oldu, ya da special hazırlanmış verilerle isabet mi ettirildi?
Beynimi kemiren düşünceler...
Neyse!
Zaten sürece odaklı bir millet olmadık hiçbir zaman, varsa yoksa sonuç odaklılık...
Bu yüzden verilerin special oluşu, x cafe işletmecisinin pek de umurunda değil.
*
Pierre jannet, “histerinin ana semptomları” adlı kitabında, “kişinin anormal varoluşunda normal varoluşunu bütünüyle unutması, ya da normal varoluşunda iken öteki dönemi aynı şekilde unutması nadiren gerçekleşir. Yaşamın birbirini takip eden ve birbirini bilmeyen iki döneme bu denli mutlak bir biçimde ayrılması oldukça istisnai bir durumdur. ”diyor.
Bizlerde pandemiden ötürü Bir önceki yaşamımızı kısmen unuttuk.
Sahi lokantalarda önce hesap mı veriyorduk, yoksa yemek mi yiyorduk.
Ya siz öğrenciler;
Teneffüsleriniz miydi kırk dakika; yoksa dersleriniz mi?
Elbette ki anormalleşmeden kastım bunlar değil.
Normalleşmek bir süreçtir. Bir sonuç değildir. Sakın ola rehavete kapılıp bu süreci uzatmayalım. Aksi halde normalleşmeler ve yasaklar arası mekik dokumaktan öteye gitmeyen uzun vadeli bir kısır döngü yaşam sürdürürüz.
Hastalığın normale döndüğü bu süreci anormalleştirmeden, önlemlere her zamankinden bir tık daha fazla uyarak, baharın gelişiyle virüsün bitişini eş zamanlı kutlayalım.
Toprağa düşen sevdiklerimiz değil, Cemre olsun.