Önlemler çok abartılı, senaryolar çok kötümser gibi tamamen boş muhabbetler ve buna bağlı olası gevşeme; yayılım hızını ve solunum desteğine ihtiyaç duyacak ağır hasta sayısını birden kapasitelerin üstünde arttırırsa daha fazla insan kaybedilir.
Bu konudaki sorumsuz paylaşımlar, ciddi bir bilgiye dayanmayan anlamsız mukayeseler, şu an için daha fazla can kaybı demektir.
Benim olur, senin olur, bir başkasının olur...
Son olarak yazının ikinci bölümünde, grip hastalığı ve buna bağlı olduğu düşünülen yıllık ölümlerle ilgili, toplumda var olduğunu gözlediğim kimi tereddütlere yönelik bazı ek bilgiler vermek istiyorum. Sorular hatta bazen yorumlar şu minvalde: Madem her yıl grip sebebiyle bu sayıda insan ölüyor, Korona pandemisini bu kadar özel kılan nedir? Neden bu denli “hayatı durduracak” ve hepimizi ekonomik anlamda negatif etkileyecek önlemler alınıyor?
Öncelikle yazacaklarımın sahada çalışan bir KBB Uzmanının görüşleri olduğunu, herhangi bir akademik yahut bilimsel iddia taşımadığını göz önüne alın lütfen.
İnfluenzayla ilişkili kabul edilen ölümler her yıl, o sene daha etkin olan İnfluenza (Grip) alt grubunun virülansına yani hastalık oluşturma şiddetine göre, sezondan sezona önemli farklar gösterebiliyor. Mesela ABD sağlık kayıtlarında İnfluenza ile ilişkilendirilen yıllık ölümlerin on bin civarı olduğu yıllar da vardır elli bini geçtiği yıllar da.
Ama bu kayıtların hepsinin, bu yıl yaşanılan pandeminin getireceği tecrübelerle yeniden gözden geçirileceğine eminim.
Çünkü gribe yakalanan hastaların büyük bir kısmı hastaneye gitmez, doktoru görmez dolayısıyla sağlık kayıtlarına da girmez.
Doktora gidenlerin, yine çok büyük bir kısmına da İnfluenza’yı saptayacak antijen testleri uygulanmaz. Gerekli de görülmez zaten çoğu zaman. Hastalık tablosu, üst solunum enfeksiyonu, farenjit gibi genel bir tanıyla kayıtlara girer. Bazen ikincil bir enfeksiyonla sinüzite, trakeite, bronşite dönüşmüş olarak (genel hasta yorumu ile ‘ağırlaşınca’) gelir ve bu tanılarla tedavi edilir.
Dolayısıyla, harfi harfine tüm grip olgularının kaydedilmesi diye bir şey pratikte asla yoktur.
İstatistik yöntemlerle, eldeki geçmiş yıllara dair sınırlı verinin genelleştirilmesi ile varılır bu rakamlara. Aşı planlaması ve üretimi de bu yolla yapılır.
Her sezonda belki de dünya genelinde yüzlerce milyonu aşan kişinin yakalandığı bir hastalıktan söz ediyoruz yani gripten bahsederken.
Bir de şu ayrıntı önemli. Gripten ölümler çok büyük oranda başka ikincil enfeksiyonlardan –-genelde de bakteriyel kökenli olanlardan– kaynaklanır. Grip virüsünün direkt kendisinin, Korona salgınında görüldüğü gibi, doğrudan akciğerleri tutması nadirdir. Ancak seyrek de olsa –çeşitli nedenlerle– bağışıklık sistemi düzgün çalışmayan hastalarda, böyle bir durum oluşabilir tabii.
Bazen immünitenin az değil aksine aşırı yanıt vermesi ölüm sebebi olur. Yeni Korona virüsünün yol açtığı hastalıkta, akciğer hasarı ve solunum yetmezliğinin nedeni büyük oranda budur. Vücudun virüsle verdiği mücadeledeki şiddetli bağışıklık yanıtı, akciğerlerin işlevini bozar.
Ayrıca başlangıçta grip olan bir hasta mesela, Pnömokok kaynaklı zatürreden kaybedilebilir, ama işin en başındaki gribal enfeksiyon sebebiyle “İnfluenza ilişkili ölüm” olarak da kayıtlara girer. Hatta bazı ülkelerde grip mevsimindeki genel ölümlerin, diğer mevsimlerde aynı süredeki ölümlerle mukayese edilmesiyle hesaplanan bir istatistiksel değer, “İnfluenza ilişkili ölüm” oranında kullanılıyor. (Tabii ben ülke ülke bu işin nasıl disipline edildiğini kesin doğrulukla bilemem. Genel saha pratiğinden bahsediyorum, bana yansıdığı kadarıyla.) Biyoistatistik, Halk Sağlığı veya Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanları kendi pencerelerinden daha kapsamlı bilgiler verebilirler. Ama onlara ulaşacak verilerin kaynağı da yine sahadan gelenlerdir.
Bir diğer önemli ayrıntı da şudur. Grip bütün dünyada ve ülkelerde geniş bir sezona dağılarak yayılım gösterir. Varlığını sürdürür ama sezon içinde bazen birkaç zirve yapar. –Ağır durumda ve yoğun bakım ihtiyacı gösterecek– olguların birdenbire kapasiteyi zorlayacak miktarda artmamasının bir sebebi de bu dağılarak yayılımdır.
Korona salgını nedeniyle sanırım herkesin izlemiş olduğu yayılıma dair animasyonu hatırlayın. Gripte şu farklılık vardır: Günlük hayat içinde virüsle karşılaşacak olan toplumun bir kısmı zaten –hastalığı geçirmiş–- ve dolayısıyla bağışık olacağı için, bu durum o üstel artışı birçok noktada bloke eder. Bu nedenle sağlık sistemi, ihtiyaç duyacak hastalara gerekli ekip ve ekipman desteğini sağlamakta zorluk yaşamaz kolay kolay. Oysa yeni tip Korona salgını, toplumda hiç kimse bağışık olmadığı için dünya genelinde olağanüstü bir hızla yayılmaktadır. Üstel artışı durdurabilecek-zayıflatabilecek bireyler yoktur ortada. Ağırlaşan ve solunum desteğine ihtiyaç duyan hastaların sayısı (yanıltıcı biçimde, yüzdesi düşük gibi görünse de), eğer yayılım hızı frenlenemezse, dünyadaki mevcut sağlık altyapısının karşılayabileceği rakamları aşma riski taşımaktadır.
Durumu böylesine özel kılan budur. Bitti