Tarih öğretmeni Mevlüde Tütenk, nam-ı diğer Deli Mevlo, evinde düşerek beyin kanaması geçirmesinin ardından, yoğun bakımdaki yaşam mücadelesini önceki gün kaybetti.
Bazen bir insan hayatını kaybedince değeri daha bir anlaşılır. Mevlüde Hoca daha yaşarken o değere ulaşmış biriydi.
Adına “Mevlüde Tütenk'i Unutmayan Öğrencileri” isimli fan sitesi/leri bile vardı.
Adı, görev yaptığı dönemin en kalburüstü okulu olan Ziya Gökalp Lisesi’nin de önünde anılır olmuştu.
…
Sosyolog Öztekin Çaçan, Mevlüde Hoca’yı kaleme aldığı yazısında O’ndan şöyle söz eder:
“Deli Mevlo” lakabıyla maruf ve müsemma aynı zamanda da meşhur Mevlide Tütenk hocamız 1980’lerde Amed’de ZGL’den mezun herkesin yaşamında yer etmiş bir efsane ve bir “fenomen”dir. Deliliği zararından veya aklından değil, dobra kişiliğinden ve küfürbaz hitabından kaynaklanır. O’nun gözünde bütün kızlar o…pu, erkekler ise o… çocuğu veya i…ne’dirler. Hocanın kendine yakın gördüğü en sevdiği öğrencileri bile bu kategoridendir ve bu hitaplardan mutlaka paylarını alırlar. Sevdiği öğrencilerinden Yavuz onun nazarında “yüzde 100 o. çocuğu“, en sevdiği öğrencisi, hocaya sürekli peynir getiren Şeyhmus T. İse “yüzde 80 oranında i..ne’dir.
…Bizde deliler biraz da “veli statüsünde” olduğundan saygı ile karışık çekiniriz de Mevlide Hoca’dan. Bu sebeple Deli Mevlo kime ne derse desin, ne yaparsa yapsın “sosyal-dinsel” bir dokunulmazlığı vardır. Kimse ona yanlış yapmaz, kin gütmez. Çünkü dokunulmazdır.”
***
Gazeteci Cevat Korkmaz, ölüm haberinin ardından şöyle yazmış:
Mevlüde Tütenk, nam ı diğer deli Mevlo… Isırıp acıtmayan, laf sokarken kırıp dökmeyen, neslinin son türü, mizah kontesi (*), gerçek bir Diyarbekir ekabiri, ebedi hocamız, vefat etti.
Öğrencilerini söverek severdi. Veda etmek zor olacak.
Sağlıklıydı, ama refleksleri ağırlaşmıştı. Kenan Işık gibi, Tunçel Kurtiz gibi düştü ve kalkamadı.
Hepimizin helvasını dağıtacaktı. Yaşına saranlara cevabı buydu.
Küfürlerine o yokken de güleceğiz. Haylaz oğlanlara 'kebrağ' demeye kim cesaret edebilirdi ondan başka!
Ömür ağacımızdan bir yaprak daha düştü. Giderek artıyor yalnızlığımız.
Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
Güle güle deli Mevlo.
Güle güle annem, ablam, hocam.
***
Hep gülümseten anılar bırakmış öğrencilerinin geçmişine.
Öyle ki adı anıldığında içten bir gülümseme gelip oturuyor insanın yüzüne.
Hayatın ciddi bir o kadar da stresli hengamelerinin içinde hayatı “ti”ye alarak öğreten kaç öğretmen vardır?
Henüz yaşarken böylesi bir sevgiye ulaşmak, çok az insana nasip olur.
Güle güle deliliğe anlamlar yükleyen hocaların hocası, güle güle…