Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin Diyarbakır’da düzenlediği iki günlük etkinlikler kapsamında 11-12 Haziran’ı kentte geçirdi.
Program kapsamında Ergani’deki ilçe örgütünün açılışına katılan ve tüm siyasilerin geleneksel hale getirdiği Sur esnafı ziyaretlerinin ardından Davutoğlu, ziyaretin asıl konusu olan “Geleceğimizin İnşası Toplantıları; Kürt Meselesi” isimli toplantıya katıldı.
İlki geçtiğimiz yıl Van’da yapılan toplantının ikincisinin gerçekleştiği toplantıya ilgi hayli yoğundu.
Beş saat olarak planlanan ancak dokuz saat süren toplantıya Baro, İHD, siyasetçiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, hukukçular, meslek odaları temsilciler, gazeteciler, siyasi parti temsilcileri başta olmak üzere farklı kesimlerden kişiler davet edildi.
Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı öncesi Davutoğlu, toplantının amacını özetleyen bir açıklama yaparak, ana başlıkları okudu.
Bir sonraki gün basının karşısına çıkan Davutoğlu, kayyum atamalarından, Tahir Elçi’nin öldürülmesi ve ‘Sur’u Toledo yapacağız’ gibi kendi başbakanlığı döneminde uygulanan politikalara kadar eleştirilere de açıklık getirmeye çalıştı.
Özetle, Kürt meselesini anti-demokratik zihniyet yapısının ve politikaların ortaya çıkardığını belirten Davutoğlu, meselenin günümüze kadar yansımalarının başlıca nedeninin geçen yüzyılın başında hayata geçirilen tek tipleştirici, ayrımcı ve güvenlikçi otoriter paradigma olduğunu vurgulayıp, bu politikaların yüzleşmek ve çözmek zorunda olduğumuz pek çok maliyeti ürettiğini ve çözüm konusunda “Ortak ve Yerli Bir Yaklaşım” yönetiminin uygulanması gerektiğini vurguladı.
(Detay için; https://diyarbakiryenigun.com/davutoglundan-provokasyon-ve-erken-secim-uyarisi/)
…
Katılımcıların toplantıyla ilgili izlenimleri katılan kesimlere göre farklı olsa da ortaya çıkan sonuç neredeyse birbirine yakındı.
Katılımcılardan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Kürt meselesinin konuşulacağı böyle bir toplantıya büyük bir beklenti içinde olmadan katıldığını ifade ederek, katılan sivil toplum örgütleri açısından toplantı sonrasında genel havanın aynı yönde olduğunu söyledi.
Katılımcıların Davutoğlu’na sorular yönelttiğini ifade eden Zeytun, “Kürt Meselesinin çözümünde, sadece Türkiye sorunu olduğu kabulü ile mi yaklaşıyorsunuz? Türkiye koşullarında çözüm aramak sorunu çözümsüz bırakmaz mı”, “Kürt meselesinin çözümünde çözme metotlarından sorunun kaynaklarına kadar ne öneriyorsunuz” gibi sorular yanı sıra, ayrıca kendisinin başbakan olduğu dönemde, barış sürecinin sonlandırılması ve çatışmaların başlaması ile ilgili “açıklarsam yer yerinden oynar” sözüne yönelik sorularında sorulduğunu aktardı.
Toplantıda güncele dair Kürt Meselesi ile bağlantılı soruların yanı sıra özellikle barış sürecinde ve çatışmalı süreçteki tartışmalara da girildiğini ifade eden Zeytun, “Çözüme yönelik hazırlıkları yine devlet aklı ve hassasiyeti gözetilen bir kısım önerilerini paylaştılar. İfade edilenler de sorunun esasını ve çözüm realitesinden uzaktı. Toplantı genelinde demokratik çözüm önerilerinden ve çatışma çözüm metotlarından da bahsedilmedi” dedi.
…
Bir başka katılımcı Reha Ruhavioğlu ise, hem Davutoğlu’nun sürdüğü siyaseti yeterli bulan, hem de başbakanlığı döneminden kaynaklı eleştirenlerin aynı masada olduğuna vurgu yaptı. Hem bu günkü siyaset durumunu gözeten, dolayısıyla daha soft bir çerçeve kuran öneri ve eleştiriler oldu. Hem de bunları yetersiz bulan, Kürt meselesine daha maksimalist olan katılımcılar da vardı. Onlar daha yüksek ve çerçevesi belli talepleri vardı. Tartışma büyük ölçüde Kürt meselesi ile ilgili, Kürt aktörlerin Davutoğlu ve Gelecek Partisi’ne dertlerini aktarmak ve bu programla ilgili öneri ve katkılarını sunmak şeklinde yürüdü” dedi.
…
Siyasetçi kimliği ile öne çıkan ancak uluslararası ilişkiler uzmanlığı, akademisyen ve büyükelçilik sıfatlarının yanında Dışişleri Bakanlığı, Ak Parti’nin 2. Genel Başkanı ve son olarak Başbakanlık gibi partisinin tepesinde önemli görevlerde bulunan ve konuyla alakalı onlarca kitabın yazarı Davutoğlu’nun derin devlet ve idarecilik bilgisi ve deneyimi ile tartışılmaz bir isim.
Ancak kendisini gündemde tutan bu sıfatlar kadar; birçok terör saldırısının yaşandığı, Cizre, Sur, Yüksekova gibi yerleşim merkezlerinde yaşanan çatışmalı süreç gibi Türkiye tarihinde derin yaralara açan çok kritik bir dönemde Başbakanlık yapması.
Şimdilerde Ak Parti’nin içinden çıkan iki partiden birinin genel başkanı olan Davutoğlu’nun 20 Ekim 2015’te 1990’lı yıllardaki faili meçhul cinayetleri sembolize eden “AK Parti giderse beyaz Toroslar gelir” açıklamasından Eylül 2019’a varan istifa sürecine kadarki 4 koca yıl akıllarda.
…
Toplantıda katılımcıların her ne kadar kendi pencerelerinden meselenin çözümüne bakıyor olsa bile, genel kanı; her ne kadar geçmiş devlet politikaları eleştirilse bile, soruna yaklaşımda devlet aklı ve hassasiyetlerini ön planda tutan farklı argümanlarla çözüm önerilerinin yeniden sunuluyor olması.
Eleştirileri daha net biçimde dile getirecek olursak söylenen şu: Gelecek Partisi ve lideri Sayın Ahmet Davutoğlu “Sorunun esasından, çözüm gerçekliğinden ve samimiyetten uzak bir görüntü çiziyor. Bu da sorunun sürdürülebilir bir seviyede idare edilmesine yönelik”