Bursaspor maçı ardından TFF’nin maddi-manevi cezalarına maruz kalması, daha soğumadan Afyonspor’un antrenmanını ziyaret eden bir askerin Mersin’de yaşanan olayla bağlantılı olarak ‘hem de eze eze, farklı galibiyet temennisinde’ bulunması, tribünlerde sesli düşünenlerin sahaya aksi vesair tüm olumsuzluklara karşın karşılaşmanın üzücü daha farklı olaylar yaşanmadan 1-1 berabere bitmesi bile sevindirici.
Hepsinden sevindirici olan Afyonspor’un maç sonu “Oluşan bu kardeşlik ortamının zarar görmesine sebep olan kendi taraftarımız bile olsa bunu kabul etmemiz mümkün değildir” açıklaması.
…
1999'dan farklı isimlerle dönüşüm yaşadığı bugüne kadar Amedspor eksenli birçok yazı, Simon Kuper’in “Futbol sadece futbol değildir” sözünün temel klişesi etrafında dönüyor.
Sözün özündeki anlam endüstriyel bir sektör haline getirilen futbolun; asıl amacının dışında devletlerin de içinde olduğu ilişkiler ağına vurgu yapar.
Perde arkasında siyasi ve ekonomik ‘–izm’li akımların, futbolu kendi idealleri için bulunmaz bir fırsat alanına dönüştürme çabasını esas alır.
Kara paradan, mafyatik ilişkilere, statü sahibi olmaya kadar oldukça kullanışlı olan alanın Türkiye’deki bir diğer kullanım alanı ise Kürt sorunu!
Bölgede bu sadece Amedspor için geçerli bir uygulama değil ancak Amedspor, alanı bu şekilde kullananların en çok ilgisini çeken takımdır diyebiliriz.
Nedeni ise sade bir şehir takımı olmak dışında Kürt sorunu bağlamında daha fazla sahiplenilen bir kentin futboldan çok siyasetteki değişmeyen yüzüne de tepkiyi ifade etmesidir.
…
Kurulduğu 1968 yılından beri Diyarbakırspor da gittiği deplasmanlarda bu tür saldırılara uğrayan bir takımdı. Üstelik o yıllarda PKK dahi yokken bunlar yaşanmıştı.
Örneğin kuruluşundan hemen sonra ilk defa gittiği Kırıkkale deplasmanında rakip takım taraftarlarınca "Kürtler dışarı" şeklinde karşılanan maçın takım kadrosunda yer alan Diyarbakırspor'un eski futbolcusu Şorik Veysi’nin (Gönenç) yıllar sonra şunları söyler: "Kırıkkkale maçında 4 saat sahada kaldık. O dönem PKK olmadığı halde aynı sorunlar yine vardı. Hoparlörlerle "Kürtler dışarı" diyorlardı. O zaman bile bizi istemiyorlardı"
70’li yıllarda liglerde esen Diyarbakırspor rüzgarında da aynı sorunlar yaşandı. ANAP döneminde Nurettin Dilek ile bir kez daha denendi alan.
Yıllar sonra 2001’de “Devlet takımı” etiketiyle ve henüz çözülemeyen bir suikastte 5 mesai arkadaşıyla şehit edilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın emaneti olarak Kürt sorununda tekrar kullanışlı hale getirildi Diyarbakırspor.
1. Lige çıkıp şimdilerde esamesi dahi okunmayan Diyarbakırspor genel anlayışın yıllar içindeki benzer tezahürleri ile deplasmanlarda etnik ve siyasi saldırılara hep maruz kaldı.
Genel olarak Amedspor ve bazı bölge takımlarının yaşadıkları, Kürt meselesi çerçevesinde yıllar içinde milim dahi değişmeyen klişe anlayışın göstergesi.
Ancak özellikle Amedspor üzerinde yaşananların; son 6-7 yıldır kente yapılan tüm yatırımları da etkilediğini belirtelim.
2015 sonrası her anlamda dönüştürülmeye çalışılan ve genel algının da paralel olarak değiştirilmeye çalışıldığı kentte yapılan tüm maddi-manevi yatırımları da ters yüz eden Amedspor algısı, turizm ile öne çıkarılmaya çalışılan kentin sosyo-ekonomik ve diğer yatırımlarını da olumsuz anlamda tetiklediğini de hatırlatalım.