Nasıl oldu da henüz yerleşemedi bu aday, atanamayan öğretmen mi? Belirli bir sıcaklık seviyesinde tutulmayınca bozuluyor mu bu aday, 250 gram kıyma mı? Akşam pazarına kaldı da ucuza mı gidecek bu aday, yarım kilo mandalina mı? Temcit pilavı gibi günaşırı gündemi oyalıyor bu aday, türbana anayasal düzenleme getirme meselesi mi? Adayın olumsuzluklarını söylerken bile temel ihtiyaçlar ve dertler üzerinden tarif ettim. Çünkü, çözümsüzlük için öteden beri çözümün irdelenmesi gerekir. Antropolog ya da sosyolog falan da değilim.
Belirlenen şahısı açıklamak için değil bu kadar beklememiz. Beklemenin nedeni pire için yorgan yakmak. Bir şahsın üzülmemesi için milyonları bilinmeze sürüklemek. Aday erken açıklanırsa yıpratılırmış. Fotokopi kağıdı mı bu meret? Bu topraklar zamanında peygamberlere bile yüz çevirmiş. Allah'ın atadığından daha mı değerli 6, daha doğrusu 5 kişinin belirleyeceği bu aday.
Çıkar çatışması, halk çıkarın ne olduğunu anlayamadan patladı. Yapma ışıklardan memnun olmayan oklar sözde güneşi kararttı. Tavlada bile iki tane altı mevcutken kocaman insanlar altıyı oluşturacak zemini sağlayamadı. Olgun zihne erişemedi. Oy potansiyeli sözü edilen barajın altında kalmaya mahkum partiler ve oluşumlar neye göre bir araya geldi anlamak mümkün değil. Farklı renkler oluşturacağız derken kimin ne renk olduğu belirlenemedi ve gökkuşağına döndü. Bu kuşak daha çok yağmura gebe olacak gibi. Post-modern darbenin 26. yılı geçtiğimiz günlerde geride kaldı fakat benzemezlerin ittifakı hala ilk günkü tazeliğini koruyor.
Küresel ısınma laf. Mevsimin ötesini yaşamanın olası olduğu ülkemde yine cayır cayır yanan soğuk günler bizi bekliyor. Osmanlı'da istemezük, bugünlerde benzemezük. Valla bizlerde artık bilemezük.
mesutcokurr@gmail.com