Koca şehir bir salın üzerinde yüzüyor
Yarış halinde bütün bu varışlar
Kaçışlar metrolara, çarpık merdivenlere,
meridyenleri andıran akıl almaz gökdelenlerin
gövdesine çarpıyor
Adımlarımızın altı hep oyulmuş
Betonarme evler,
denizlerin delilik dediğimiz yere kadar çekilmiş
Çekilmez yüzler yükseliyor sokaklarda
martılar hep tepemde tepe taklak olmuş
Buraya gelişim bir ilke işaret
Tarım işçilerini andırıyor halim
Hayret verici,
çekişmesi yüksek cümleler dönüyor ağzımda
Nereye dönsem dikkatsizlik
Köşe başında yirmisini bulmamış hikayeler
Haksızlığa uğramış ve yarım bırakılmış
heykel harabeleri.
Önünde insandan akan bir kuyrukta
kukla gibi kuruluyorsun korkularının başına
Bağırmaların yutkunmalarının yüzü oluyor.
Saat sabahın yedisi,
uzaktan kuşları kurutan bir feribotun sesi
kaynıyor şehrin tepesine.
Martılar yumurtalığında taşıdığı mayınları
en merkeze bulunduğum yere indiriyor
ve kaybeden biz oluyoruz.