Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, dünya genelinde konuşulan yaklaşık 6 bin dil var ve bunların yüzde 43'ü yok olma tehlikesi altında bulunuyor. Neredeyse her 2 haftada 1 dil yok oluyor ve dünya nüfusunun yüzde 40'ı anadilde eğitim görmüyor.
Bu kültür zenginliklerinin azalması ve o dille ilintili kültürel ve entelektüel mirasın da beraberinde zamanla yitip gitmesi anlamına geliyor.
…
Kürtçe için şimdilik böyle bir tehlike söz konusu değil, ancak dilin giderek yoksullaştığını söylemek mümkün ve günlük yaşamda konuşulan kelimelerin azalması da bunun göstergesi.
Türkiye’de Kürtçe eserlerin artması sevindirici bir durum ancak Kürtçenin okunabilmesini gerektiren eğitim altyapısından ezici bir çoğunluk maalesef yoksun.
Bu bilgiler ışığında Rawest Araştırma Merkezi tarafından Diyarbakır, Mardin, Van ve Şanlıurfa’da yapılan bir araştırmadan söz etmek istiyorum.
18-30 yaş aralığında 600 kişiyle yüz yüze yapılan araştırma, Kürt dilinin kullanımı ile ilgili verileri ortaya koyması açısından önemli.
Araştırmaya göre, anadilde eğitim talebi yüzde 84 çıkarken, Kürtçe okuyup yazanların oranı ise sadece yüzde 18.
Araştırmada öne çıkan diğer başlıklara bakalım:
Katılımcıların yüzde 40.5’i “Kürtçe müzik dinleme sıklığınız?” sorusuna “hemen hemen her gün”, yüzde 36’sı” ara sıra”, yüzde 13’ü “nadiren”, yüzde 10.5 “pek dinlemiyorum” yanıtını verdi.
Müzik dinlemede böyle iyi bir oran ortaya çıkarken “TV ya da internetten Kürtçe haber takip etme sıklığınız nedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 10”u “hemen her gün”, yüzde 18’i “ara sıra, yüzde 21’i “nadiren” yüzde 51’i ise “pek dinlemiyorum” yanıtını vermiş.
“Çocuğunuzun Kürtçe öğrenmesini ister misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 86’sı “Evet”, yüzde 14’ü ise “Hayır” cevabını verdi. “Çocuğunuza kendi çabanızla Kürtçe öğretmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna ise yüzde 68’i “Evet yapabilirim”, yüzde 32’si “Hayır üstesinden gelemem” dedi.
Yönlendirmeli bu iki soruya cevap oranlaması birbirine yakın.
“Yaşadığınız yerde resmi dil sizce ne olmalıdır?” sorusuna ise yüzde 12 “Sadece Türkçe”, yüzde 13.5 “Sadece Kürtçe”, yüzde 71,5 “Hem Türkçe hem Kürtçe” yüzde 3 ise “Diğer” cevabını verdi.
“Çocuğunuzu sayacağım okullardan hangisine göndermek isterdiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 9’u “Eğitimi Türkçe olan”, yüzde 18’i “Eğitimi Kürtçe olan”, yüzde 42’si “Eğitimi Kürtçe ve Türkçe olan” yüzde 15.5’i “Eğitimi Kürtçe ve İngilizce olan” yüzde 15’i ise “Eğitimi Türkçe ve İngilizce olan” diye yanıt verdi.
Bu sorulara verilen cevaplar da belirli talepleri öne çıkarması açısından önemli.
Genel tabloya bakıldığı zaman araştırma sonuçları birbiriyle orantılı bir talebi ortaya koyuyor.
Ancak yıllardır Kürt sorunu merkezli çatışmalı süreç ile doğrudan alakalı güvenlik anlayışını merkeze alan politikalar ve Kürt siyasetinin meyve vermeyen ağacı böyle bir tablonun oluşmasında etkili faktörler.
Dahası yok mu? Var ama bugünlük bu kadar.