Derman İskender Över, namı diğer küçük İskender, kanserle olan mücadelesinde yenik düştü. Babamla hemen hemen aynı dönem teşhisi konmuştu. Geçen yılın haziran ayında…
Ölümü anlamlandıran sözlerde nutkum tutulur nedense.
Şair yakaşır uğurlayışlar…
İlki Selim Temo’dan: Şair yaşadın. Yüreğinle yazdın. Yüreğin yanması ondandır. Devrin daim olsun ey şair. "bir martıyı ağlattın işte bir çocuk garanti intihar eder artık kütür kütür küfrediyor gece imanıma bir yaprak kırılıp suya düşüyor su yaralanıyor su kanıyor şelale!
Ahmet Ümit de dokunaklı ve derin yazmış:“Ölüm değil, çoktan yendin sen onu. Ama çok derin bir uyku bu İskender, keşke hiç uyumasaydın be kardeşim”.
“Ölürken de “küçük” kalmayı başardı” demiş Yekta Kopan ve “Beyoğlu şimdi öksüz kaldı” demiş.
Ve Umay Umay: gözlerim sığmıyor yüzüme küçük İskender benim de ellerim sığmıyor yüzüme. bu gece…
Evet, küçük harflerin şairi ardından büyük harflerle atılmış bir imza bırakarak ayrıldı aramızdan! Yolu aydınlık olsun.
Anısına saygıyla “ben ölürsem” şiiri dünyalık bir veda olsun
BEN ÖLÜRSEM
ben ölürsem karakutumu bulamayacaklar
ne bir aşk zerafeti ne bir hayal tabiri.
küçücük ömrüm hep rüzgar gülleri kokacak !
bir sinek cenazesinden dönmüşüm de sanki
ağzım burnum kanyak
denizden yeni çıkartmışlar yağmurun ölüsünü
mevsimlerden napalm günlerden ilkbahar
hummalı sabrımın glayöllü dağ köyleri
sana hasret şakımak mı yakışacak
çok arayacak çocukluğum esas sırrını
benim yüzüm bir kedi amipidir
ben ölürsem o kendiliğinden çoğalacak!
ben ölürsem karakutumu bulamayacaklar
ne bir buz yorgunluğu
ne bir sinema perdesi yırtık..
küçücük kabrim
bir çocuk kalbi gibi haylaz olacak!