Korona her yanımızı sardı. Haklı olarak, varsa yoksa korona…
Her ne kadar korkuyla ansak da, “ti”ye almadan da edemiyoruz.
Bazı illerde farkındalık yaratmak hem de moral motivasyon için hazırlanan ve billboardlarda yeralan uyarılar yerel ağızlarla (şivelerle) yapılmış.
Van’da Büyükşehir Belediyesi kentin farklı noktalarına astığı afişlerde bakın “evde kal” afişlerini nasıl hazırlamış:
“Sen dinine imanına evde kal”, “Evde kalisan, yoğsa yoğ”, “Nelet gele bele koronavirüse”,“Sen Allahan eve gêt”, “Hani evde kalidin”.
…
Bunlar da Amasya’dan:“Sokranıp durma, evde kal heri”, “Aman heri eccük daha sabır”
…
Konya’nın billboardları da ilginç ve gülümseten cinsten:“Gorona vilan bi şiy itmez deme”“Gonu, gonşuyu, hısım akrabayı ehmal itmen…”
…
Diyarbakır’da yapılmadı sanırsam. Yapılsaydı nasıl olurdu acaba?
Öncesosyal medyada da yer alan Diyarbakır şivesiyle korona tepkilerine bakalım.
Korku: Bulaştırmaktan korkiyam, bilisen…
Öfke: Nelet gele koronaya!
Toplumsal eleştiri: Ma xax fehş olmışti, tabi korona olur.
İsyan: Ataş olmiş, canımıza düşmiş.
Empati: Ben olsam valla kafayi yerem.
Temenni: Bu kuzulkurt biteydi, kendimize geleydığ.
Şaşkınlık: Bu ne tofandi başımıza geldi?
Ve motivasyon: Ma bu sıcağa korona dayanır?
Şiveden toplumsal tepkilerişimdi de bilboardlı, afişli uyarılara tasarlayalım:
“Ma evde otırsax ölürıx?”
“Bu kusulemır canımıza düşmaxtansa, evde oturax”
“Allahın sevisen evde otır”
“Yaho evde oturın diyem size, siz baan ne diyisiz”
“Oğlım Ehsan, saan diyiyem get eve”
“Sizsize evde otırın”
Baktık gitmiyor, daha burada biz de beddua ederiz belki.Alın size koronaya Diyarbakır bedduaları:
Başın ömrün yiyesen korona.
Gidişin ola gelişin olmaya.
Gorunda tik oturasan.
Kusulemır olasan, olmaz olasan inşallah!
Herhalde en güzeli bu olurdu deyip iki bedduayla bitirelim:
“Canan ataş düşe!”
Bunu sona sakladım, çok etkili: “Allah belan vere, köpek selan vere korona!”