Kızılderililer

Muhterem okurlarım, "Dur, dinle. Hep konuşursan hiçbir şeyi duyamazsın." Kızılderili Atasözü. Bazen bazı toplumlara neden soykırım yapılır? Etnik...

Muhterem okurlarım,

"Dur, dinle. Hep konuşursan hiçbir şeyi duyamazsın." Kızılderili Atasözü.

Bazen bazı toplumlara neden soykırım yapılır? Etnik kimliklerinden mi? Yoksa inançlarından dolayı mı? Tarihe kara bir leke olarak geçen, Kızılderili soykırımları.

Amerika'nın keşfi ardından, kıtaya ulaşan Beyaz Avrupalıların ve Amerikalıların bu kıtada yaşayan yerli halkı, Kızılderililere karşı uyguladığı soykırımlardır. 1492'de başlayıp 500 yıl boyunca devam etmiştir. Kristof Kolomb, Hindistan'a varmak için çıktığı deniz yolculuğunda Amerika'ya ayak basınca burasını Hindistan sanmış, yerli halka "Hintliler" adını vermişti. Bu yüzden, Hindistan'la bir ilgileri olmadıkları halde, Kızılderililere bugünkü Amerikalıları da "ındian" (Hintli) derler. Kızılderililer, Asya kıtasından Bering boğazını geçerek Amerika'ya gelmişlerdir. Avrupalılar, kıtaya ayak bastığında yaklaşık 4.2 milyon, Güney Amerika'da ise 10 milyon yerli Kızılderili vardı.

Kızılderililer, Tanrı'ya, cennet, cehenneme inanmazlar. Onlara dünyaya "kuvvet" hakimdir. Bu kuvvet tüm canlı varlıklarda kendini gösterir. İyi kullanırsa, bu kuvvet iyilik doğurur. Kötü kullanırsa, kötülük doğurur. İyi yaşabilmeleri için insanların bu kuvvete erişmeleri, ona yararlanmaları gerekir. Kitap ve yazı kesinlikle kullanmazlar bilgi sözlü bir biçimde aktarılır.

Kızılderililer, Maya, Aztek, Inka, devletleri gibi gelişmiş devletler kurmuşlar. Kendilerine öz medeniyetler yaratmışlardır. Kristof Kolomb Kızılderililerle ilgili ilk izlenimilerini İspanyo Kraliçesine şöyle bir yazı yazmıştır.

"Bu insanlar o kadar yumuşak başlı, barışsever ki, yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerinizin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar. Konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar, gerçi çırılçıplak dolaşıyorlar. Ama davranışları terbiyeli ve övgüye değer."

Seyir defterine de şunları eklemişti.

"Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Demir silahları ilk kez gördükleri belli, kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafından tutunca ellerini kestiler."

Daha sonra insanlık dışı katliam başladı.

Sakallı yabancı altın ve değerli taş aramak için köyleri yağmaladı, yakıp yıktı. Yüzlerce erkeği, kadını, çocuğu kaçırdılar…

Kadınlara tecavüz ettiler…

Direnen erkeklerin kulaklarını kestiler.

Kafa derilerini yüzdüler…

Gemilere atıp köle olarak satılmak üzere Avrupa'ya götürdüler. Kristof Kolomb'un 12 Ekim 1492'de San Salvodor sahiline ayak basmanın üzerinde on yıl bile geçmeden bütün kabilleler, yüzbinlerce yok edildi.

Yıllarca soykırıma maruz kalan Kızılderililer, peki şimdi ne durumdalar.

Hayat şartları düzeldiğinden sayıları genelde artmıştır. Kuzey Amerika'daki Kızılderililer, Amerika hükümeti tarafından Amerika vatandaşı olarak kabul edilir. Bunlar kendileri için açılmış özel okullarda okuyabilirler, hükümetin sahibi olan topraklarda yaşayıp çalışabilirler.

Başlıca gelir kaynakları, çiftçilik, hayvan yetiştiricilik, fabrika ve maden işçiliğidir.

Şu an Kızılderililerden 210 kabile, Brezilya'nın Yağmur Ormanları'dan yaşamaktadır.

Kızılderililerle ilgili bir sürü kitap yazıldı.

Film ve belgesel çekildi.

Zeki okurlarım, bir kerede Kızılderililerin yaşadıklarını benden duymasını istedim.

Ruhumla kalbinizi selamlıyorum…

Başka bir yazıda görüşmek dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri