Anız, toprağa verdiği zararın ötesinde, canlıların da diri diri yakılmasıyla tartışma konusu ve yetkililerin tüm uyarılarına ve sözde cezalara, bilgilendirmelerine rağmen devam ediyor.
Neredeyse her hasat döneminden sonra anız yakmanın tesadüfle artması mümkün değil.
Uzmanlar, anızın organik yapıya sahip olduğunu ve mutlak surette toprağa karıştırılması gerektiğini her fırsatta söylüyor. Toprak verimliliği ve toprağın bitki ile kaplanmasıyla erozyonun yüzde 60 ile yüzde 90 azaldığı belirtiliyor. Anızlı tarlada kış yağışlarını tutma oranı yüzde 37 iken, anızı yakılan tarlada ise yağışların tutulma oranın yüzde dokuz olduğu kabul gören bir görüş.
Her açıdan hem toprağa hem de üreticilere faydalı anızın toprağa karıştırılması gerekiyor ve uzmanlar geleneksel yöntemlerle bunun yapılmasının faydalı olduğunu belirtiyor.
Ancak hasat sonrası başlayan süreçte anız yangınları görülmekte.
Bilinçli olarak çıkarılan bu yangınlar Anız yangınları toprak verimliliğini düşürmekte, toprakların zamanla çölleşmesine neden olmaktadır.
Peki, bu çağdışı uygulama neden bir türlü uygulan(a)mıyor?
…
Yaklaşık 10 yıldır anız yangınlarıyla ilgili ciddi mücadeleler yapılıyor ve eğitim çalışmaları düzenliyor.
Ancak tüm uyarılar ve para cezasına rağmen önüne geçilmemesi manidar.
İlki bence bu konuda uygulanan para cezasının azlığı.
Anız yakanlara yasa gereği uygulanan en düşük idari para cezası dekar başına 73 lira, duruma göre ceza miktarı 5 kat fazla uygulanabiliyor.
Bu cezaları uygulayan kurum da Tarım ve Orman İl Müdürlükleri.
Denetimler ne sıklıkta yapılıyor ya da yangınlar da cezalar alt ya da üst limitten mi uygulanıyor bilmiyoruz.
Alt limitin, üst limitin gerekçeleri ne bilmiyoruz.
Başta canlılara sonra da toprağa verdiği zarar kadar çevreye de zarar veriyor anık yakmalar.
Zira yanan sadece anız değil, binlerce canlıyı yok eden ve toprağı da verimsiz hale getiren anız yangınları diğer taraftan ana caddelere, evlere yakın yerlerde insan güvenliğini ve sağlığını da tehdit eden boyutlara ulaşabiliyor.
Bu konuyla ilgili birçok bilgilendirme yapılıyor ülkenin dört bir tarafından. Demek ki karşılığı yok. O yüzden caydırıcı olması açısından cezai müeyyidelerin artırılması en iyisi.