Diyarbakır’a iki gün kar yağdı her şey adeta birbirine girdi.
Karın ilk yağdığı günün akşamı trafik kazalarımı dersiniz, ardı ardına kaygan zeminden dolayı düşüp sakatlananları mı? Tuhaf değil mi sanki bu insanlar başka yerden geldiler ve buraya bırakıldılar gibi. Hiç kar görmemişçesine bir telaş...
Çok uzağa gitmeye gerek yok daha dört yıl önce bu karda yine araç kullandık, yine yürüdük. Çok şaşkınım, karın yağması bu kadar mı şehirde yaşayanların hayatını olumsuz etkiler.
Peki, o dağ köylerinde yaşayanlar ne yapsın?
Bir yandan zorlu koşullar, bir yandan da ısınma telaşı. Aylarca yolları kapanan köylülerin halini düşünemiyorum. ‘Şehir insanı rahat insanı’ derlerdi, gerçekten de öyleymiş, öyle olmuşuz. Dört yılda bu kadar körelmek. Ahh gözünü sevdiğimin Erzurum ‘u , Kars’ı , Muş’u , Van’ı... Hele de oraların köylerinde yaşayanları, onlar ne yapsın, biz daha 20 santim karı görmeden korktuk, telaşlandık.
Hoş onu da bilmiyorum ya. Neyse, şu bir gerçek ki biz eski dondurucu kışları unutmuşuz, bu karda eğitime ara verdik, evden çıkamaz olduk, hatta evimizin önündeki karı dahi temizlemekten aciz olduk. Kaldı ki evi kullanan bizleriz. Onu da yetkililerden beklersek hiç şaşırmam. Çünkü biz buna alıştık, her şeyi onlar yapsın, yok artık, bu haksızlık, büyük haksızlık etmiş oluruz. Onlarında yapacak asli görevleri var, hoş beklesek ne...
Karın yoğun yağdığı gün bir parkın içinde gördüm bir kaç belediye görevlisini, kar temizlemeye çalışıyorlardı. Ancak belli ki acemiydiler, ya da isteksiz, çünkü nasıl temizleyeceklerini bilmeden bir oraya bir buraya karı savuruyorlardı. Yazık gariban adamlar, bu işin eğitimini almamışlar, hasbelkader, ihtiyaçtan iş sahibi olmuşlar. Kar temizlemenin de bir sanat olduğunu nerden bilecekler.
Kendilerince temizlemeye çalıştılar ama olmadı, biri temizlerken diğeri yeniden aynı yere attı.
Kısacası bu iş böyle bilgisizlikle sadece fiziksel güçle olmaz diyelim. Eskiden belediye başkanlarını bir kaç kare poz için işçilerle birlikte kaldırım temizletmeye çıkarırlardı akıl hocaları. Artık o görüntüleri de görmüyoruz, aslında fena sayılmazdı, başkanların işi ne, hizmet değil mi? Temizlesin tabi...
Artık ona bile hasret kaldık desem yeridir.
Şimdilerde bırakın başkanları, emekçi işçileri de göremez olduk, sahi bu işçiler nerede, kar küreme kürekleri de tarih oldu galiba. Sanırım benim haberim yok, yeni son model makinalardan, olsun insan gücü başka şey, onun o kar küresine yüklediği anlam başka. Sanatını icra edercesine bir edayla işini yapardı, bilinci insan. Karı yağdıran büyük güç sanatını icra ediyor.
Peki insanoğlu?
Bir şeyi bir yerden silmek, temizlemekte neden sanatını icra edemiyor, kendisi değil midir sanat..
Kısacası Diyarbakırlılar dört yıl aradan sonra karın şehri beyaz bir örtü gibi kapladığını gördü, bundan en çok çocuklar mutlu oldu. İlginç sanatsal görüntüler ortaya çıktı. Kardan gelin, kardan köylü ya da bir şövalye ya da kendi hayatından bir karakteri kara resmedenler, bunlar da karın kattıkları.