Kalem tüccarlığı denince ilk aklımıza gelen, bu nasıl bir ticaret. Kalemi satıyor demek değilmi?
Haklısınız insanın ilk aklına gelen bildiğimiz yazı yazılabilen kalemlerin ticareti.
Evet, bu bir ticaret biçimi ne yazık ki ve bunu yapanlar var.
Gazeteciliğin nasıl kalem tüccarlığına dönüştüğünü, gelinen noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Geçmiş yıllara baktığımızda gazeteciliğin geldiği noktayı çok rahat görebiliyoruz. Yıllar içinde kronolojik sıralamaya baktığımda zaman zaman kalemlerin, çıkar amaçlı kullanıldığını görüyoruz.
Ancak hiç bir dönemde 2000’li yıllar kadar çirkince kalemlerin yazdığını görmemiştim. İhaleye mi gireceksiniz, yada bir yakınınızı işe mi sokmak istiyorsunuz, yada bir hastaneye mi gittiniz ve faturanız kabarık geldi, hop buyurun kalemleri satalım. Ucuza da gidebilirsiniz önemi yok amaç günü kurtarmak. Üzülerek söylemek zorundayım ki basın etik ve ilkelerine uyan gazeteci sayısı günümüzde çok az. Geçmiş dönemlere baktığımız da gerçek haberi, tarafsız ve yorumsuz, kamuoyunu bilgilendirmek adına ölümün karşısında duran ne yiğit gazeteciler varmış. Hepsi bu toplumun birer kahramanıydı, kıt imkanlarla hata yok denecek imkanlarla doğru haberi okura ve izleyiciye ulaştırmak için ne çabalar sarf etmişler.
Ya Şimdi der gibisiniz…
Şimdiyi anlatmaya kelimeler yetmez. Sözcükler anlamını yitirir.
Koltuğunuz varsa sağlam tutun, aman biri çıkıpda koltuğunuza göz dikmesin. Alanda da olmaya gerek yok, haberler zaten dijital telefonlarla size ulaşıyor. Zaten herkeste bir heves bir heves. Çektiği fotoyu, görüntüyü size ulaştırma çabası var.
Ne me lazım yorgunluk, siz niye ter dökeceksiniz, yorulacaksınız gönüllü muhabirler var zaten, doğru yada değil yazın yayınlayın gitsin, siz sadece haber sayısına koltuğunuza oynayın.
Bütün bunların yanı sıra hep bir sitem hep bir sitem. Kaleminizi satın gitsin, üç beş kuruş alır lüks arabalara biner, tatil bölgelerinde gezer, sabaha kadar eğlenirsiniz ne olacak ki, dün yada bugün kimin hayatını karartım, yaptığım yalan haberle kimin hayatını bitirdim demeye hiç gerek yok. Ha bide yeni trend kim oturduğu yerden ahkam kesebiliyor.
Bir diğer bakış açısı da kim güçlüyse orda olmak.
Onun içinde dayınız varsa, azda yalakalık yapabiliyorsanız sizden iyi, başarılı gazeteci yoktur. Siyasete mi atılacaksınız, yoksa bir kurum müdürü olarak atanacaksınız tek yapmanız gereken gerçeklere göz yumak, kör ve sağırı oynamak olmalı.
Bunu yine kalem satıcısı olanlar iyi bir ticarete dönüştürür.
Maalesef gazeteciliğin günümüzde geldiği nokta bu oldu. Gerçek ve adil haber kovalayıp yazan, çizen, çekenleri tenzih ederim. Onlara bu bulunduğumuz kirli iktidar savaşı ortamında madalya takmak gerek. Gazetecilikte ticaretin yolu yoktur, tercihinizi iyi yapmalısınız.
Aslolan kalemini doğru ve ilkeli kullanmaktır.