Şunu anlamak artık çok zor geliyor. Hayatı basite alıp yaşamak, hele de bu zorlu geçen şu günlerde. Umut her zaman vardır, ancak bu umut tedbirlere olan inançla olur. Ne yazık ki bunu Doğu ve Güneydoğu’da görmek çok mümkün değil. Harıl harıl uyarılar yapılırken sağlıkçısından, polislerden, imamlardan tutun da, belediye zabıta araçlarına kadar herkes ‘LÜTFEN ‘ Eviniz de kalın diyor. Ama bunu dinleyen kim?
Sırf daha fazla ölüm olmasın diye artık birbirimize yalvarır olduk. İyi de dinleyen yok…
Peki, bu uyarılara neden uyulmuyor?
Neden bazıları böylesine boşvererek rahat hareket ediyor?
Bunu çok irdeledim, sordum, dinledim…
Virüs de neymiş, biz Kürtler, ne zorluklarla savaşmışız bu virüs bize işlemez yaklaşımı...
Kimine göre kesin bu devletin bir oyunu...
Kimine göre tamam da eve ekmek götüremesem de öleceğim varsın virüsten olsun diyenler var...
Of, biz ne zaman bu kadar kör ve sağır olduk, ne zaman inancımızı bu kadar yobazca kaybettik.
Yahu bu nasıl yaklaşımlar, nasıl düşünceler, sağlığın siyaseti, yalanı, dolanı mı olur?
OLMAZ, OLAMAZ, OLMAMALI…
Sakın bu açıklaması çok saçma olan sorularla sağlığınızla oynamayın. Dünyanın tek gündemi var şimdi Covid-19 virüsü, bunu nasıl yeneriz?
Türkiye’nin de birinci gündemi bu, sizin de birinci gündeminiz can sağlığınız olmalı.
Atın kafanızdan saçma sapan düşünceleri, kim, niye, nasıl, nerde bu virüsü keşfetti vs.. Şimdi odaklanmanız gereken tek şey sağlığınız, bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapmak. Sağlıkçıları can kulağıyla dinlemek ve gerekenleri uygulamak.
Unutmadan şunu da söyleyeyim, şu anda siyasetçiler, sağlıkçıların dediklerini kısmen uyguluyorlar, sağlıkçılar siyasetçilerin değil.
Bu işin şakası yok, bu virüsün de...
Zenginini, yoksulunu, başbakanını, vekilini, bürokratını, sporcusunu, çobanını, gencini, yaşlısını ayırt etmiyor.
O yüzden gelin tüm uyarılara uyalım sağlıklı olalım. Önce kendimize böylelikle çevremize sahip çıkalım.
Hayatı şu an için tespih yapıp sallayamayız.
Hayatımız için evde kalalım, mecbur olmadıkça dışarı çıkmayalım, az sabırlı olalım. Çocuklarımızın geleceği için bu mücadeleye hep birlikte destek olalım, bu virüs, ne din, ne dil, ne ırk tanımıyor.
Diyarbakır’ımızı koruyalım, yetkililerin uyarılarını dikkate alalım, inanın sağlığınız can sıkıntınızdan daha değerlidir. Bu kadar uyarı boşuna değil, bu yazılarımız da boşuna değil.
Her gün polis ve zabıta araçlarından ‘Eviniz de kalın’ diye Kürtçe-Zazaca ve Türkçe anons yapılıyor.
Hep birlikte başarabiliriz, bu virüsün dağılımını engelleyebiliriz.
‘LÜTFEN ‘ Siz siz olun virüsün çok tehlikeli olduğu gerçeğini göz ardı etmeyin. Maskesiz dışarı çıkmayın. Maske alacak paranız yoksa en yakın belediyeden yardım talep edebilirsiniz.
Ellerinizi düzenli yıkayın bunu çocuklarınıza da öğretin. Bunu ben değil sağlıkçılar söylüyor, bize de uygulamak düşer, hayatı birlikte yeniden inşa edebilir birbirimizin derdine derman olabiliriz güzel tarih kokan DİYARBAKIR ( AMED, AMİDA )...