Kulp Kaymakamlığı’nın resmi internet sitesinde GeliyêGodernê/Goderne Vadisi’ için şunlar yazar:
İlçeye 30 km uzaklıkta bulunan Taşköprü köyündeki kayalarda mağara devri izlerine rastlanılmakta. Bölgede Sarım Çayı boyunca yüksekliği 200 metreye ulaşan bir boğaz ve yine aynı bölgede Sarım Çayı üzerinde bir de bölgeye adını veren ve Kulp ilçesini Silvan ilçesine bağlayan tarihi bir Taşköprü mevcuttur. Kulp, Silvan ve Hazro bölgelerinin birbirine yaklaştığı ve etkileşimlerinin en yoğun yaşandığı yerde kurulan Taşköprü Köyü’nün tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Köyün güneyindeki tepelerde günümüzde bile eski Ermeni yerleşim yerlerine ait kalıntılar bulunmaktadır. Taşköprü de bu köyün kuzeybatısında yer almaktadır. Köprü, II. Abdülhamit döneminde yapılmış. Mimarisi ile Batman'daki Malabadi Köprüsü’ne benzer. Köyün kuzeyinde bulunan kayalıklarda kesilen özel biçimli taşlardan yapılmıştır. Goderne Köprüsü Kulp-Silvan sınırında Sarum çayı üzerinde Godern köyü güneybatısında bulunur.
GêlîyêGodernê Dünya mirası olabilecek kadar zengin bir ekosisteme, kültürel bir yapıya ve tarihsel bir geçmişe sahip doğal bir alandır.
Türkiye’nin en uzun ve derin kanyon vadilerinden biri olan GeliyêGodernê, içinde Küp Mezarlar ve çok sayıda tarihi eseri barındırıyor. Diyarbakır merkezden yaklaşık 100 km uzakta. Biraz erkenden hareket etmekte fayda var.
Vadi, artık binlerce yıllık geçmişi ile birlikte sulara gömüleceği günleri bekliyor.Su tutulmaya başlanacak olan Silvan Baraj Projesi'nde Silvan, Kulp, Lice ve Hazro'da onlarca köyün altında kalmasının yanı sıra doğa harikası birçok yer ve tarihte birçok uygarlığa ev sahipliği yapmışyerleşimler de haritadan silinecek.
Silvan Baraj Projesi'nin tamamen faal hale getirilmesi ardından, birçok köy gibi Neolitik çağdan kalma doğa harikası GeliyêGodernê ve AntakKöyü ve kalesi de bundan etkilenecek.
Bölgede GeliyêGodernê gibi birçok tarih hazinesi, kayda değer bir arkeolojik kazı yapılmadığı için buradaki tarihi ve kültürel değerlerin neler olduğu tam bilinmiyor. Ancak tarih kitaplarında Urartular, Iskitler, Medler,Persler, Partlar, Romalılar, Bizanslılar,Sasaniler ve Akkoyunluların bölgeye hakim olduğu, o tarihlerde bölgenin zengin bir yerleşim merkezi olduğu yazılmakta. Köyde bulunan AntakKalesi'nin ne zaman ve kim tarafından kurulduğu ise bilinmiyor. 532 yılındaBizans impatoru 1. Justinianus'un kaleyi onardığı kayıtlarda var. Ayrıca Hevika, Kanika ve Kelêbölgelerinde bulunan kaya mezarları,mağaralar, kale kalıntıları, taş köprüleri ve su değirmenleri ve ormanlık alanı ile görülmeye değer.
Bölgedeki dere ve çaylardaki su canlı yaşamı ile kanatlı ve sürüngen onlarca canlı türünün de barajdan etkilenmesi söz konusu. Coğrafi özellikleri ve doğal güzellikleri ile Diyarbakır'ın saklı cennetlerindenolan GeliyêGodernê, içinden geçen dereleri ve ormanlık alanı ile birçok canlı türüne ev sahipliği yapmakta.
Şehrin sıcağından stresinden uzaklaşmak için harika bir fırsatı kaçırmayın.